ويكيبيديا

    "أغراضهم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • eşyalarını
        
    • eşyaları
        
    • eşyasını
        
    • Mallarını
        
    • şeylerini
        
    İnsanlar eşyalarını otel odalarında nereye koyar kasanın yanına mı? Open Subtitles أين يخفي الناس أغراضهم في الفندق, إذا إستثنينا صندوق الأمانات؟
    eşyalarını açıkta bıraksalardı onlar için çok kolay olurdu. Open Subtitles كان سيكون من الأسهل لهم ترك أغراضهم بالخلاء فحسب
    Belki de çocukların eşyalarını getirebilecekleri bir daireye sahip olmanın şu an tam zamanı. Open Subtitles ربما حان الوقت لتحصل على شقة حيث يستطيع الأولاد وضع أغراضهم
    eşyaları atarsam, pes etmişim gibi hissedeceğim ama. Open Subtitles نعم. أشعر كأنني سوف أستسلم للواقع إذا تخلصت من أغراضهم
    Herkes pılısını-pırtısını, eşyasını, valizini toplayıp evine gider. Open Subtitles و الجميع يحزمون أمتعتهم و أغراضهم و يعودون للمنزل
    Ama ev sahipleri itfaiyecilerin Mallarını almalarını sevmiyorlar. Open Subtitles لكن مالكي المنازل لا يحبون الأمر عندما يأخذ رجال المطافئ أغراضهم
    Onların eşyalarını almak, insanlara istemedikleri şeyleri yapmak insanları bilerek öldürmek. Open Subtitles سرقة أغراضهم , و فعل أشياء لهم لا يريدونك أن تفعلها قتل الناس عمداً
    Bu sabah eşyalarını arabasına tıkarken gördüm. Open Subtitles رأيته يسحب نفسه هذا الصباح بنصف أغراضهم حشاهم في شاحنته.
    İnsanların en gerekli eşyalarını alıp tahliye etmeleri için 5 dakikadan az vakitleri varmış. Open Subtitles لم يتسني للأشخاص ولو حتي خمس دقائق لتجميع أغراضهم الشخصيه
    Hayır. Birinin yerine zorla girip eşyalarını çalmak her zaman iyi izlenim yaratır. Open Subtitles لا، اقتحام مكان شخص ما لسرقة أغراضهم دائماً تُعد حركة مُفيدة.
    İkisine de eşyalarını toplayıp buradan defolup gitmelerini söyle. Open Subtitles هي وهي، أخبرهم أن يحزموا أغراضهم ويغادروا من هنا.
    Evlerinden çıkarılmışlar. Banka ellerinden alıp satmış. Mendoza'lar dün eve geldiğinde tüm eşyalarını sokakta bulmuşlar. Open Subtitles تمّ طردهم، باع البنك بيتهم دون علمهم وعادوا يوم أمس ليجدوا جميع أغراضهم في الشارع
    Bu cadı onları büyüye hapsetmek için kişisel eşyalarını kullanmış. Open Subtitles ذلك الساحر استخدم أغراضهم الخاصة لربطهم إلى التعويذة.
    O cadı, çocukları büyüye bağlamak için onların kişisel eşyalarını kullanmış. Open Subtitles ذلك الساحر استخدم أغراضهم الشخصية لربطهم بالتعويذة.
    Yemeklerini bitirip eve döndüklerinde eşyalarını karşılarında göreceklerini bilmek istiyorlar. Open Subtitles ‏‏ويريدون معرفة ‏أنه عند انتهائهم من تناول الطعام‏ ‏‏وعودتهم إلى منازلهم، ‏ستكون كل أغراضهم هناك. ‏
    İnsanlarda panik başlamış, eşyalarını alıp, hareket için hazır hale gelmişler. TED "ـ لذا سارع الناس، أخذوا أغراضهم واستعدوا للذهاب، للخروج
    - Ama eşyaları kolayca nakde çevrilebilir. Open Subtitles لكن أغراضهم يمكن تصريفها بسهولة
    eşyaları burada olduğu sürece sanki tekrar geri gelebilirlermiş gibi hissediyorum. Open Subtitles إذا كانت أغراضهم هنا... إنه مثل بإمكانهم العودة مجددًا
    Bunlar eşyaları. Open Subtitles تفضل، هذه أغراضهم
    Başkasının eşyasını kırıp ücretini ödeyemezsen, bu problem yaratır. Open Subtitles انها مشكلة كبيره , الاصطدام بالناس و تحطيم أغراضهم ؟
    Mallarını satın almayın. Maçlara gitmeyin. Open Subtitles لا تشتري أغراضهم لا تذهب للعبتهم
    Modern ev tipi buzdolaplarının icadından önce insanlar eriyebilecek şeylerini içinde buz bulunan muhafazalarda saklardı. Open Subtitles اعتاد الناس إبقاء أغراضهم القابلة للتلف في صندوق يحتوي ثلجاً، كهذا البرّاد.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد