Her gün mahkemede otururken ona aşık olmuş olmalı. | Open Subtitles | حينها أغرمت به و هي جالسة في المحكمة كل يوم |
Paul istediği zaman çok cazibeli olabiliyor ve Beth tam da Paul'un tahmin ettiği gibi ona aşık olmuş. | Open Subtitles | بول يكون ساحرا جدا عندما يريد وبيث أغرمت به كما عرف هو أنها ستغرم به |
Annem, babamı Neva Nehri'nin kıyısında yıIdızlara bakarken neredeyse donmuş halde bulduğunda ona aşık olmuş. | Open Subtitles | والدتي أغرمت به عندما وجدته تقريباً متجمد حتى الموت على ضفة نهر (نيفا) وهو يحدق بالنجوم |
Aşık olduğun kişi ben değilim. Bu sevgine hiçbir zaman layık olamadım. | Open Subtitles | الرجل الذي أغرمت به ليس أنا، ولم أستحق هذا الحبّ قطّ. |
Aşık olduğun adam gerçek değil. | Open Subtitles | الرجل الذي أغرمت به لا يس حقيقي |