Söylediğim şey, belki de biz gezegende bir şeyi gözden kaçırdık. | Open Subtitles | ما أقولة ربما هناك شيء ما على هذا الكوكب أغفلناه |
Alt omurgasında araknoid kist var. O yüzden gözden kaçırdık. | Open Subtitles | تكيس عنكبوتيّ بأسفل حبله الشوكيّ لهذا السبب أغفلناه |
Resepsiyonist kılığına girdiği için mi onu gözden kaçırdık? | Open Subtitles | "أغفلناه لتنكّره في زيّ عاملة استقبال!" |
Şimdi elimizde bir adres var. gözden kaçırdığımız bir şey vardır belki. | Open Subtitles | الآن وبما أن لدينا عنوان ربما هناك شيء ما أغفلناه |
Kesinlikle gözden kaçırdığımız bir şeyler var. | Open Subtitles | هناك بالتأكيد شيئاً ما أغفلناه |
Belki bizim gözden kaçırdığımız bir şeyler vardır. | Open Subtitles | لربّما هنالك شيء أغفلناه. |
gözden kaçırdığımız biri. | Open Subtitles | شخص أغفلناه. |