Gücümün yetmeyeceğini bildiğin halde hep menüdeki en pahalı şeyleri ısmarlarsın. | Open Subtitles | ... أنتِ دائماً تطبين أغلي شيء موجود بالقائمة بينما تعرفين بأنني لا يمكنني أن أسدد ثمنه |
Benzin elektrikten neredeyse bin kat daha pahalı. | Open Subtitles | الذي هو أغلي من الكهرباء بمئات المرات |
Şuna bak! Coyote Ugly'de Cadılar Bayramı. Piper Perabo alayım. | Open Subtitles | إنتبهوا، إنه الهالويين في فيلم (كويوتي أغلي) لـ(بايبر بيرابو). |
- Bu doğru, çünkü pişiyorum. | Open Subtitles | بدون مزاح ، أنا أغلي |
Neler geçirdiğini öğrenmek için kemiklerini kaynatmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان علي أن أغلي عظامها لأعرف قصتها |
- Yok, su kaynatayım mı? | Open Subtitles | كلا. هل أغلي لك بعض الماء ؟ |
Hayır, teşekkür ederim. Bütün gün hayvanları kaynatarak öldürdüm. | Open Subtitles | لا , شكراً أنا أغلي حيوانات حتى الموت طوال اليوم |
Ve en pahalı şampanyanızdan bir şişe. | Open Subtitles | و زجاجة من أغلي شمبانيا لديك |
- Tarihin en pahalı araç kazası. | Open Subtitles | أغلي حادث لشاحنة فى التاريخ - |
Favori filmi "Cayote Ugly". | Open Subtitles | فلمه المفضل هو (كايوتي أغلي). |
- Hayır, yani pişiyorum burada. | Open Subtitles | كلا، أعني أني أغلي |
- pişiyorum. | Open Subtitles | - أنا أغلي |
Su kaynatmak mı? | Open Subtitles | أغلي الماء؟ |
Fırınlayarak, kaynatarak, buğulayarak, kızartarak sevdiğini bildiğim ateşli her şeyi. | Open Subtitles | أخبز , أغلي , أسلق |