Eğer birisi, onun ailesinden birisi ya da bizim aileden birisi seni yönlendiriyorsa, sana yemin ederim onlardan birisi ise, onları öldüreceğim! | Open Subtitles | إذا كان هناك أحد ، أحد أفراد عائلته إذا كان أحد أفراد عائلته يأخذك معه إذا كان أحدهم ، سأقتلهم |
Çünkü ailesinden birine tecavüz eden ya sendin ya o, ya da bir başkası. | Open Subtitles | لأنّه إمّا هو أو أنتَ أو أحدكم مَن اغتصب أحد أفراد عائلته |
Tek bildiğim, patronunun onu çölün ortasına götürüp tüm ailesini öldürmekle tehdit ettiği. | Open Subtitles | ما أعرفه هو أنه أخبرني بأن رئيسك أخذه في الصحراء و هدده بقتل جميع أفراد عائلته |
Ailesi gelene kadar onun için en iyi yer olur diye düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت بأنه أفضل مكان له حتى يأتي أحد أفراد عائلته |
Arkadaşlarına, ailesine sordu ama kimsede o miktarda bir para yoktu. | Open Subtitles | ،طلب من أصدقائه، طلب من أفراد عائلته لكن لا أحد كان بحوزته أي مال |
Yani sırf paralarını geri alabilmek için geri kalan ailesiyle birlikte onu da öldürdüler. | Open Subtitles | لذلك قتلوه، رفقة جميع أفراد عائلته فقط ليستعيدوا أموالهم |
Çoğunluğu aile üyelerinin kaybını henüz kabullenememiş gibiydi. | Open Subtitles | بدا أنّ أغلبهم لم يكن قادراً على تقبّل وفاة أفراد عائلته بعد |
Kimliğini tespit edebilirsek ailesinden birini bankaya getirip bu adamı mantıklı davranmaya ikna edebiliriz. | Open Subtitles | إن تمكنا من تحديد هويّة الرجل المسلّح , فربما نتمكّن من إحضار أحد أفراد عائلته إلى المصرف ليحاول إقناعه بالعدول عن رأيه |
ailesinden biri öldürülürse daha da delirebilir. | Open Subtitles | الذي سيجنّ جنونه إن تعرّض أحد أفراد عائلته للقتل. |
ailesinden değilseniz bunun kararını siz veremezsiniz. | Open Subtitles | حسنٌ، ما لم تكوني أحد أفراد عائلته فلا أعتقد أنّ بوسعك إتخاذ هذا القرار. |
Devlet lisesine giden bir öğrenci ailesinden dört kişiyi öldürdüğü için göz altına alınmıştı. | Open Subtitles | ... طالب من مدرسة حكومية مشتبه به بقتل 4 من أفراد عائلته |
Kimse ailesinden birini öldürmemeli. | Open Subtitles | لا يتوجب على مرء قتل أحد أفراد عائلته |
Eğer suratını bir daha görürsen, uyurken bütün ailesini katledip, cenazesine gideceksin. | Open Subtitles | و لو رأيت وجهه مرة أخرى سوف تقطع حلوق أفراد عائلته في حال نومهم و ثم تذهب إلى جنازتهم |
Başından beri ailesini gittiği her yere götürüyordu. Tabutlarda hançerlenmiş bir şekilde. | Open Subtitles | لقد أبقى أفراد عائلته معه طوال الوقتِ، مطعونين بخناجرٍ في توابيتٍ |
Geri gelip ailesini ve onu öldürebileceğinden bahsetmiş. | Open Subtitles | وتحدث عن أنه لربما سيعود ويقتل الجاري ويقتل جميع أفراد عائلته |
Ailesi ve iş arkadaşları nerede olduğunu bilmediklerini iddia ediyor. | Open Subtitles | أفراد عائلته وزملائه بالعمل يصرّون بأنّ ليس لديهم فكرة عن مكانه |
Duygusal olarak çok dengesiz, çünkü Ailesi ölmüş. | Open Subtitles | إنه مضطرب عاطفياً لأن جميع أفراد عائلته ماتوا. |
Arkadaşlarına, ailesine sordu ama kimsede o miktarda bir para yoktu. | Open Subtitles | ،طلب من أصدقائه، طلب من أفراد عائلته لكن لا أحد كان بحوزته أي مال |
Ayrıca ailesine de uzakmış. | Open Subtitles | وكان أيضا مبعد من باقى أفراد عائلته |
7 gün önce komando arkadaşlarımdan biri ailesiyle beraber bir seyyar mayın saldırısıyla öldürüldü. | Open Subtitles | قبل سبعة أيام ، أحد زملائي الحراس تم قتله بواسطة لغم جوال ، هو و أفراد عائلته |
Hastanede anma odası yapılsa da resmi cenaze töreni Amerika'da aile üyelerinin katılımıyla yapılacak. | Open Subtitles | من المقرر وضع نصب تذكاري في المستشفى لكن الجنازة الرسميه ستكون.. في الولايات المتحده بتواجد أفراد عائلته |