Doğal olarak iç değerlendirme yapan kişiler daha iyi çıkacaktı. | TED | بشكل طبيعي، سيكون الأشخاص الذين يقومون بالتأمل الباطني أفضل حالًا. |
Çalışmaların daha iyi bilinseydi, dünya daha iyi bir yer olurdu. | Open Subtitles | أراهن أن العالم سيكون أفضل حالًا لو علموا عمّا تقوم به. |
Bırak koşsun. O çocuk, onun çocuğu bile olsa Klaus olmadan daha iyi. | Open Subtitles | إذًا دعه يركض، حتّى لو كان ابنه، فهو أفضل حالًا بدون ذلك الطفل. |
Hep kim olursan ol normal bir hayat sürersen daha iyi olur sanırdım. | Open Subtitles | لفد فكرتُ دومًا، مهما كنت أنتَ. إنك أفضل حالًا منيـ وتتمتع بحياةٍ طبيعية. |
Damlama teorisine dayanan ekonomilerde en sinsi şey, zenginin daha fazla zenginleşmesi halinde herkesin daha iyi duruma geleceğini iddia etmek değildir. | TED | الأمر الأكثر مكرًا عن الاقتصاديات التدريجية ليس أن الغنىّ سوف يصير أكثر غنى، وأن الجميع سوف يصير أفضل حالًا. |
Ve bu onu daha iyi değerlendireceğimiz anlamına da gelmiyor. | TED | ولا يعني أنكم ستكونوا أفضل حالًا في تقييمها. |
İnsanlar bazen yanılgıyla, beyaz insanların beyaz olmayanlardan daha iyi olduğunun ayrıcalık anlamına geldiğini düşünüyor. | TED | أحيانًا يظن الناس خطأً أن الامتياز المبني على اللون الأبيض يعني أن كل البيض أفضل حالًا من كل الغير بيض. |
Sadece nasıl yapıldığını bilseydik içimiz daha iyi olurdu hepsi bu. | Open Subtitles | سنكون أفضل حالًا إن عرفنا طريقة لذلك. هذا كل شيء |
Biz dünyayı bulduğumuzdan daha iyi bir hâlde bırakacağız. | Open Subtitles | سنُغادر هذا العالم وهو أفضل حالًا ممّا وجدناه عليه. |
Nasıl bir ruh haliyle hep birlikte ölmelerinin daha iyi olacağını düşünmüştür acaba? | Open Subtitles | ما الحالة التي مرت بها لتجعلها ترى أنهم أفضل حالًا وهم موتى؟ |
Koloni can çekişiyor ama bizden daha iyi durumda olan yerler ve topluluklar var. | Open Subtitles | مستعمرتنا تعاني، لكن ثمّة أماكن ومستعمرات أخرى أفضل حالًا منّا. |
Yani sokaklarda bir tane daha az satıcının olması daha iyi değil mi diyorsun? | Open Subtitles | إذًا تقول إن المدينة ليست أفضل حالًا بعد إقصاء مروج من الشارع؟ |
Oyun oynamayanlardan daha iyi. | TED | بل هي أفضل حالًا من الذين لا يلعبون. |
Aslında, Amerikan tarihinde bir ilk olarak, ailelerin çoğu, çocuklarının gelecekte daha iyi durumda olacaklarını düşünmüyorlar. | TED | في الواقع، ولأول مرة في تاريخ أمريكا ، لا يعتقد الغالبية العظمى من الآباء أن أطفالهم سيكونوا أفضل حالًا أكثر مما كانوا هم عليه |
"daha iyi" olmak, hayatın sonuna dek dayanabileceğimiz, güvenli bir iş bulmak mıdır? | TED | هل تجدُ "أفضل حالًا" وظيفة آمنة يُمكنكم الاعتماد عليها لبقية حياتكم؟ |
Pekâlâ, o zaman "daha iyi" olmak, pembe panjurlu bir ev almak mı demek? | TED | حسنًا، هل "أفضل حالًا" هو الحصول على منزل كبير محاط بسور خشبي أبيض؟ |
Büyük Ekonomik Durgunluğun ardından daha fazla Amerikalı, "daha iyi" olmanın gerçekten ne demek olduğunu tanımlıyor. | TED | في أعقاب الكساد الكبير. يعيدُ المزيد والمزيد من الأمريكيين تعريف معنى ماذا تعني "أفضل حالًا". |
Yani, kabiliyetlerini anlayıp ideal ortaklıklar için takımlar yarattıkça, daha iyi durumda olacaklar. | TED | لذلك، فبقدر ادراكهم لمواهبهم وانشائهم حشد من المتعاونين المثاليين، فسيكونوا "أفضل حالًا". |
Anne sevgisinin dünyadaki en güçlü bağ olduğuna ve çocuklarını dünyadaki her şeyden daha çok sevdiğine beni ikna etti, fakat hastalığı yüzünden, çocuklarının onsuz daha iyi olacağına emindi. | TED | وأكّدت لي أن حب الأم هو أقوى رابطة على الأرض، وأنها قد أحبت أطفالها أكثر من أي شيء في العالم، ولكن بسبب مرضها، كانت على يقين من أنهم سيكونون أفضل حالًا بدونها. |
Bıraksak daha iyi olacak. Siz ikiniz gidin. | Open Subtitles | يا "فتى" قد يكون أي منّا مكانه بالإضافة إلى أنه سيكون أفضل حالًا لوحده |