Herkesin yaptıklarından sorumlu olması gerektiği kuralı çerçevesinde. | Open Subtitles | بأن على الجميع أن يقبض عليهم لمساءلتهم على أفعالهم |
Herkesin yaptıklarından sorumlu olması gerektiği kuralı çerçevesinde. | Open Subtitles | بأن على الجميع أن يقبض عليهم لمساءلتهم على أفعالهم |
İnsanlar, polislerin yaptıklarından ötürü sorumlu tutulmamalarından usandı. | Open Subtitles | الناس قد سئموا من عدم رؤية الشرطة دون عرضة للمساءلة عن أفعالهم |
Anladığımız kadarıyla insan bedenini ele geçirip hareketlerini kontrol edebiliyorlar. | Open Subtitles | بوضوح، لديهم القدرة على الأستيلاء على البشر والسيطرة على أفعالهم. |
Görünüşe göre insan bedenini ele geçirip onların hareketlerini kontrol edebiliyorlar. | Open Subtitles | بوضوح، لديهم القدرة على الأستيلاء على البشر والسيطرة على أفعالهم. |
Herkese olabileceği gibi, onlar da, bir tür altıncı his geliştiriyorlar, sabit bir farkındalık, ne yaptıklarının, nasıl davrandıklarının, onların para toplama konusundaki yetilerine etkisi hakkında. | TED | كأيٍّ كان،نتيجة قيامهم بهذا, تطورت لديهم حاسة سادسة، وعي ثابت ,حول تأثير أفعالهم على إمكاناتهم لجمع المال. |
Harcamalarına göre geri bildirim alıyorlar veya harcama yapmıyorlarsa yaptıkları aktivitelere göre, gördükleri şey işe yarıyor ve bunu daha çok yapıyorlar. | TED | يحصلون على ملاحظات على ما ينفقوه أو على نشاطاتهم إذا كانوا لا ينفقون أي شي، ويشاهدون أفعالهم ليكرروها لاحقاً. |
İnsanlar bir şeylerden korkuyor ama kendi yaptıklarından hiç korkmuyorlar. | Open Subtitles | تعلم، الناس، الناس يخافون من الأشياء .ولكنهم لم يخافوا من أفعالهم |
İnsanlığa karşı suçlardan bahsediyordun ve tanıkların yaptıklarından sorumlu olmadıklarını söylüyordun. | Open Subtitles | كنتَ تتحدث عن جرائم ضد الإنسانية... تذكر أن المدعى عليهم لم يكونوا مسؤولين عن أفعالهم |
Onların yerine mahkeme heyeti tanık sandalyesinde oturan kişilerin yaptıklarından sorumlu olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | لكن هيئة المحكمة تؤكد... بأن الرجال الماثلين بقفص الاتهام مسؤولون عن أفعالهم |
Benim geldiğim yerde, insanlar kendi yaptıklarından sorumludurlar. | Open Subtitles | في موطني الرجال مسؤولون عن أفعالهم |
Burada kaldıkları sürece yaptıklarından sen sorumlu olursun. | Open Subtitles | ستكون المسؤول عن أفعالهم ما داموا هنا |
Curtiss, bu adamların yaptıklarından sorumlu olmadıklarını söylüyorsun. | Open Subtitles | (كيرتيس)، كنت تقول بأن الرجال غير مسؤلين عن أفعالهم |
Tüm yaşantınızı neredeyse herkesin ve herşeyin hareketlerini ve güdülerini yargılayarak geçirdiniz. | Open Subtitles | لقد أمضيت حياتك في إصدار الأحكام على الجميع تقريبًا وعلى كل شيء. أفعالهم ودوافعم. |
"seneye kazancımı ikiye katlamayı istiyorum" der ama, hareketlerini ve bunun gerçekleşmesi için gerekli olanları yapmadıklarını gördüğünüzde ya da "bunu yapamam" dediklerinde bilin bakalım ne olur? | Open Subtitles | حسنا، أود مضاعفة دخلي في العام القادم لكنك تنظر عندها إلى أفعالهم فتراهم لا يفعلوا الأمور التي ستجعل ذلك يحصل ويلتفتون يمنة ويسرة ويقولون لكني ليس لي المال الكافي لذلك |
yaptıklarının sorumluluğu ya da utancı kabileyi bağlamıyor. | Open Subtitles | قبيلتك لا تتحمل المسؤولية أو العار جراء أفعالهم |
İnsanlar yaptıklarının bedelini ödemeli. | Open Subtitles | الناس يجب أن يدفعوا ثمن أفعالهم |
İnsanlar yaptıklarının bedelini ödemeli. | Open Subtitles | كيف؟ الناس يجب أن يدفعوا ثمن أفعالهم |
Onlara nasıl göründüklerinin kimliklerinin sadece bir parçası olduğunu, ve onları; oldukları kişi oldukları için yaptıkları şeyler için ve bize nasıl hissettirdikleri için sevdiğimiz gerçeğini gösterelim. | TED | دعنا نريهم أن مظهرهم هو جزء واحد فقط من هويتهم وأننا نحبهم لذواتهم و أفعالهم وللمشاعر التي يحسسونا بها |
Size zarar veren adamlar yaptıkları her şeyi DVD'ye kaydetmiş. | Open Subtitles | قد صنع الرجال الذين آذوكِ أقراصاً رقميّة لكلّ أفعالهم |