Postacı antreman ile ilgili postamı vermedi hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | حينما يبقي ساعي البريد عضلاتي و نحوفتي لم أفعل شيء |
Geldiğimden beri hiçbir şey yapmadım gün geçtikçe de tembelleşiyorum. | Open Subtitles | لم أفعل شيء تمامًا منذ وصولي, وفي الحقيقة، كلّ يوم يقلّ عملي عن اليوم السابق. |
Bu konuşmayı sürdürmek istemiyorum. Ben yanlış bir şey yapmadım. | Open Subtitles | أنا لا أريد خوض هذا الحديث أنا لم أفعل شيء خاطئ |
Ayrıca işe de geri dönmek istemedim, hiçbir şey yapmak istemedim. | Open Subtitles | ,و لم أُريد أن أذهب للعمل, و حقاً .لم أُريد أن أفعل شيء |
Ne yapmış olabilirim ki? Şimdi de bir şey yapmıyorum. | Open Subtitles | كنت أفعل شيء ولكني توقفت عن فعله الآن. |
Bu gün daha fazla bir şey yapmayacağım, tâki araştırma için yolladığım arabacıdan cevap gelene kadar. | Open Subtitles | لن أفعل شيء اليوم أكثر من ذلك مالم أحصل على جواب التحقيق من سيارة أجرتي |
Banka ayın 30'unda çağırıyor bir kez olsun, başkaları için bir şeyler yap. | Open Subtitles | ' البنك يرد مقابلتنا في الـ 30 من الشهر ' ' لمرة فقط أفعل شيء من أجل غيرك ' |
Kara minibüs birazdan burada olur ve ben hiçbir şey yapmadım! | Open Subtitles | سيارة نقل الجثث ستصل الآن ولم أفعل شيء حتى |
Ben yanlış bir şey yapmadım ama yine de siz ve sizin türünüz ölmemi istiyorsunuz! | Open Subtitles | لم أفعل شيء خاطىء وبرغم ذلك أنت وبني جنسك تريدون موتي |
Ve sonunda ondan kurtulduğumda onun peşinden gitmek için hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | وعندما تخلصت منه أخيراً، لم أفعل شيء كي أطارده |
Yanlış bir şey yapmadım ama son iki yıldaki davranışlarımın nasıl yanlış algılanabileceğini anlıyorum. | Open Subtitles | أنا لم أفعل شيء خطأ لكن يمكنني أن أفهم كيف أن أفعالي على مدى العامين الماضيين قد أُسيء تفسيرها |
Bana inanmalısınız, küçük hırsızlıklar dışında kötü bir şey yapmadım. | Open Subtitles | عليكِ أن تصدّقيني، أنا لم أفعل شيء أبدًا أسوء من السرقة التافهة |
Ama bir kez olsun .iyi bir şey yapmadım. | Open Subtitles | لكن كانت هناك أوقات عندما لم أفعل شيء جيد |
Çünkü Cece'yi sevmekten ve önemsemekten başka bir şey yapmadım. | Open Subtitles | لأني لم أفعل شيء بخلاف حبي ورعايتي لـ سيسي |
Ben sadece bu şehir için güzel bir şey yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أفعل شيء جيد لهذه المدينة |
Ben hiçbir şey yapmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أفعل شيء أنا أتصرف بطبيعية |
Baştan çıkaran şeylerle çevrili olacağım ama hiçbir şey yapmayacağım öyle mi? | Open Subtitles | يفترض بي أن أكون محاط بالإغراء و لا أفعل شيء حيال ذالك ؟ |
Hayatım, garsonların hepsi ortadan kayboldu. Bir şeyler yap lütfen. | Open Subtitles | عزيزي,كل المساعدات ذهبت أفعل شيء أرجوك |
Boyumu aşan işlere kalkıştım Nick. Çok kötü bir şey yapıyorum. | Open Subtitles | لست في حالة جيدة ، وأنا أفعل شيء سيء للغاية |
Çocuk benim için bir tehlike arz etmiyor. Neden ona bir şey yapayım ki? | Open Subtitles | الفتى لم يمثل ليّ أيّ تهديد ، لما أفعل شيء كهذا له؟ |
- Bayım, sizin için güzel bir şey yapacağım. | Open Subtitles | سيدي ، يمكنني أن أفعل شيء جيدا لك اقترب لهنا دعني أريك |
Sanırım burada önemli bir şey yaptım. | Open Subtitles | أعتقد أنه ربما أفعل شيء مهم هنا. |
- Lütfen bir şey yap. - Hiçbir şey olmayacak, hiçbir şey. | Open Subtitles | أرجوك أفعل شيء لا شيء سيحدث |
Babam, Ateş Lordu Azula... Sana düşünülemez bir şey yapmamı emretti. Kendi oğluma. | Open Subtitles | أبي زعيم النار أزولان قد أمرني بأن أفعل شيء غير متوقع لك, إبني الوحيد |
Ama hiçbir şey yapmadan bu kadar rahat olur muyum, bilmiyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد انه يمكن انني لا أفعل شيء بدون ما يزعجني هذا الأمر |
Güzel. Çocukça birşey yapmak zorunda kalmamam, sevindirici. | Open Subtitles | جيد ، أنا سعيد أنى لم أفعل شيء غير ناضج |
Hayır, bir şeyler yapmam gerek. Birileriyle çene çalmaya dayanamıyorum. | Open Subtitles | لا ، يجب أن أفعل شيء لا أستطيع أن أتحدث بعد الأن |
Sizi bilmem ama ben geleceğim için bir şeyler yapmaya kararlıyım. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا عنكم، ولكني أنو أن أفعل شيء في حياتي. |