Anladığım kadarıyla bu delikanlıyı el altından lobi görevlisi olarak almışsınız. | Open Subtitles | هل أحاول أن أفهم أنك عينتهذاالشابخلسة.. في وظيفة فتى الردهة؟ .. |
- Neden? Anladığım kadarıyla yazarmışsın. | Open Subtitles | إننى أفهم أنك كاتبة أليس هذا ما يفعلون ؟ |
Başbakan, başbakan, başbakan Anladığım kadarıyla, son zamanlarda bu terörist olayı patlak verdiğinden beri çok baskı altındasınız. | Open Subtitles | أيها المستشار أفهم أنك قد كنت واقعاً تحت ضغط كبير منذ أن بدأ هذا الإرهاب |
Yarı insan, yarı böğürtlen olduğunu ve nane şekerin ile kütür kütür olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أفهم أنك نصف إنسان و نصف ثمرة توت و أنك مقرمش مع بعض النعناع |
- Canım, meşgul olmanı anlıyorum. - Ben de meşgulüm. | Open Subtitles | عزيزتى، أفهم أنك مشغولة وأنا مشغول أيضاً. |
anladım, bu yalnız kurt tavırlarını seviyorsun, tamam. Çok güzel. | Open Subtitles | و أفهم أنك تريدين البقاء وحيدة , لا بأس بهذا |
Bu konuda yeni olduğunuzu anlıyorum, Bay Ostrin ama uğruna bir adamın öldürüldüğünü düşündüğümüz bu parçaları sahip olduğunuzu açığa vurmanız kendinizi temize çıkarmak için çok iyi bir yol değil. | Open Subtitles | " أفهم أنك جديد على هذا سيد " أوسترين لكن بكشف أنك تحوز على قطع نظن أن رجلاً قتل بسببها |
Anladığım kadarıyla federal devlet hesabına çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | الآن، وأنا أفهم أنك يعملون لحساب الحكومة الاتحادية. |
Anladığım kadarıyla, Hoke'un bilgisayarından aldığınız verileri henüz | Open Subtitles | أنا أفهم أنك لم تحول البيانات التي حصلت عليها من جهاز الكمبيوتر لهوك |
Anladığım kadarıyla ortak bir riske karşı beraber çalışmayı öneriyorsun. | Open Subtitles | أفهم أنك تقترح أن نعمل معا على مشروع مشترك |
Anladığım kadarıyla bir yatırım hesabı açmak istiyorsunuz... - Bay...? | Open Subtitles | إذن ، أفهم أنك تريد فتح حساب إستثماري ، سيد... |
Anladığım kadarıyla dün gece barda su içmişsiniz. | Open Subtitles | أفهم أنك كنت تشرب الماء في الملهى الليلة الماضية؟ |
Anladığım kadarıyla, torunlarım için ayarlamalar yapmakla meşgulmüşsün! | Open Subtitles | أفهم أنك كنت مشغولة بإجراء الترتيبات لأطفالي |
Anladığım kadarıyla, neredeyse iyileşme sürecini bitirmek üzereymişsin. | Open Subtitles | أنا أفهم أنك قاربت على الإنتهاء من عملية الشفاء. |
Geçen gece klüp açılışında dediklerimden dolayı neden sinirli olduğunu anlıyorum, ve kabul ediyorum... | Open Subtitles | أفهم أنك غاضبة بشأن ما قلته فيالليلةالماضيةفيالنادي، وأناسأعترف.. |
Hey sinirli olduğunu anlıyorum, ama eğer hala bunu devam ettirirsen, ona yapacağın şey... çok çok daha kötü. | Open Subtitles | مهلاً ، أنا أفهم أنك غاضب لكنإذامضيتبهذا،فما ستفعلهلها.. هوأسوأبكثير. |
Son günlerde kaptanla yakınlığından ötürü kazancın olduğunu anlıyorum, ama eğer biz gidelim diye kendini feda etmek istiyorsa... demek istediğim bu onu tanıdğımızdan beri yapacağı ilk bencilce olmayan hareket olur. | Open Subtitles | أفهم أنك قد حققت مكاسب بعلاقتك مع القبطان في الأيام الأخيرة، ولكن لو أرد التضحية بنفسهكينتحررنحن .. أعني، قد يكون هذا أول شيء غير أناني يفعله لمصلحتنا منذ عرفناه |
Bana kızgın olmanı anlıyorum ve çok üzgünüm. | Open Subtitles | اسمع، أفهم أنك غاضب مني وأنا آسف |
- Hector üzgün olmanı anlıyorum. | Open Subtitles | هيكتور، وأنا أفهم أنك مستاء. |
anladım gizlemek istiyorsun. Benim geçmişimle yüzleşmem gerekiyor. Senin de öyle. | Open Subtitles | أفهم أنك ترغب في تجاهل الأمر، ولكن يجب عليّ الاهتمام بأمر عامي المنصرم، وكذلك حالك |
anladım, Atlantic City'ye gitmiştiniz. | Open Subtitles | أنا أفهم أنك كنت في اتلانتيك سيتي. |
Duygusal bir an yaşamakta olduğunuzu anlıyorum. | Open Subtitles | أفهم أنك مررت بمشكلات عاطفية |
Üzgün olduğunuzu anlıyorum. | Open Subtitles | أفهم أنك مُستاء. |