Karishma'nın akrabalarını, televizyon ve filmlerden tüm arkadaşlarını çağıracağız. | Open Subtitles | سنقوم بدعوة جميع أصدقاء كاريشما من التلفزيون و الأفلام وجميع أقاربها |
-Peki, bazı akrabalarını bulmaya çalışın... çünkü bu kızın durumu gerçekten ciddi. | Open Subtitles | -حسنا، أقترح أن تحاولي الوصول إلى بعض أقاربها لأن هذه الفتاة في حالة حرجة جدا |
Fransa'dan dönünce akrabaları ziyaretine gelmedi mi? | Open Subtitles | ولكن, ألم يتصل او يزورها احد من أقاربها بعد عودتها الى هذه المدينة ؟ |
akrabaları da işe yaramaz pisliklermiş. | Open Subtitles | ووالدها هرب مع إمرأة أخرى أقاربها حفنة من المغفلين |
O deli karı mı, hani kimsenin akraba olmak istemediği? | Open Subtitles | المرأة العجوز؟ لا أحد يريد أن يكون من أقاربها. |
Hayır. Akrabası falan değilim sonuçta... | Open Subtitles | لا، أعني، أنـا لست من أقاربها لذا.. |
kuzenleri tatil için onu Paris'e davet etmiş. | Open Subtitles | طلب منا أقاربها قضاء العطلة معهم في باريس |
İhtimal dengesi bunun bekar ve yakın akrabalarından uzak bir kadın için olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | ميزان الاحتمالات يشير إلى أن هذا من أجل امرأة عزباء بعيدة عن أقاربها المقربين |
Yaşlı bir kadın, fakir akrabalarını evine alır. | Open Subtitles | سيدة عجوز تأوي أقاربها المساكين، |
Onun akrabalarını yokladınız mı? | Open Subtitles | وقد حاولت هى مع أقاربها ؟ |
Annesiyle kampta, akrabalarını ziyaret ediyor. | Open Subtitles | أنه مع أمه تزور بعض أقاربها |
Direk konuya girdiğim için bağışla ama Marguerite bir kaç günlüğüne kuzeye akrabalarını ziyarete gidince, bunun sohbet etmek için uygun bir fırsat olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | "عذراً على إثارة الأمر , ولكن بما أن "مارجريت .... غائبة لعدة أيام لزيارة أقاربها .... |
akrabaları Yeni Zelanda'da yaşıyordu. | Open Subtitles | لقد كان أقاربها الوحيدون في نيوزيلانده - آه - |
akrabaları bulmak istiyor. | Open Subtitles | أن بعضاً من أقاربها سألوني عنها |
Mama gelmek istedi ama Nagoya'dan akrabaları geldi. | Open Subtitles | ماما) تريد أن تأتي) (لكن أقاربها وصلوا من (ناغويا |
Kalan son Akrabası binlerce mil ötede iş göremiyor, ölüyor. | Open Subtitles | أخر أقاربها على بعد آلاف الأميال لا طائل منه، يحتضر ... |
Harika. Belki de kuzenleri bizimkinin yerini biliyordur. | Open Subtitles | جميل، لعلّ أقاربها علموا مكانها |
İhtimal dengesi bunun bekar ve yakın akrabalarından uzak bir kadın için olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | ميزان الاحتمالات يشير إلى أن هذا من أجل امرأة عزباء بعيدة عن أقاربها المقربين |
Paris, 1892. Kızım Christina için organize ettiğim yaz tatilinde kuzenleriyle beraber iken | Open Subtitles | باريس 1898، بذاك الوقت رتبت بأن تقضي ابنتي (كريستينا) الصيف مع أقاربها |
Ve biz de en yakın akrabasını bulabilir miyiz diye bakarız. - Güzel. | Open Subtitles | و سارى ان كان بوسعنا إيجاد أحد أقاربها |