Sonuç olarak, otizmi ve hayal gücümü dünyalara değişmem. | TED | بشكل عام، لن أقايض توحدي وخيالي بالعالم أجمع. |
Bunu da başka hiç bir şeye değişmem. | Open Subtitles | وأنـا لـن أقايض هـذا مـن أجل جمـيع الصفات الأخرى |
10 Ryan'ı bir tek Vecchio veya Caparzo'ya değişmezdim. | Open Subtitles | لأنه فى الحقيقه أننى لن أقايض ب 10 ريان لفيكهيو واحد أو كابارزو واحد |
Çünkü işin aslı, on tane Ryan'a, bir tane Vecchio veya Caparzo'yu değişmezdim. | Open Subtitles | لأنه فى الحقيقه أننى لن أقايض ب 10 ريان لفيكهيو واحد أو كابارزو واحد |
Anlaşma şöyle. Çantana karşılık opera biletlerimi veririm. | Open Subtitles | أقايض معك تذاكري إلى حفل الأوبرا مقابل حقيبتك |
Sonra çantana karşılık çizmelerimi veririm ve herkes kazanır. | Open Subtitles | ثم أقايض حقيبتك بحذائي ويكون الجميع فائزاً |
O şeyin varlığını ispatlamak için hayatımı seve seve takas ederim. | Open Subtitles | ولسوف أقايض حياتي بكّل سرورٍ لأجل دليلٍ علىوجودمن هُومُغايرٌلنابمكانٍما... |
Senin hayatını adamlarının hayatıyla takas ederim! | Open Subtitles | سوف أقايض حياتك بحياة بقية رجالك |
bir kadın olduğunu görmek çok hoş tatlım bir dakikasını bile değişmem | Open Subtitles | ورؤيتك تكبرين داخل هذه المرأه الجميله, الصغيره , الرائعه عزيزتي, لن أقايض بدقيقة منها |
Hayatımı kimseninkiyle değişmem. | Open Subtitles | لقد ربحت ولن أقايض حياتي بحياة أي شخص آخر |
Hiçbirşeye de değişmem. | Open Subtitles | و لن أقايض هذا الشعور بأي شيء في العالم |
Hiçbirini salamlı sandviçe değişmem. | Open Subtitles | أنا لن أقايض بلاعب دفاع هيه، لديك (بي جي) يخرج منها |
Ama sahip olduğum şeyi hiçbir şeye değişmezdim. | Open Subtitles | ولكن، لن أقايض ما أملك بأي شي |
Bebek bakıcılığına karşılık seks pazarlığı yapmayacağım. - Ayrıca sen bana borçlusun. | Open Subtitles | لستُ أقايض مجالسة الأطفال بالجنس علاوةً على أنّكَ مدين لي |
Demek duama böyle karşılık veriyorsun. Kiliseyi dava edeceğim. | Open Subtitles | أذا هذه هى أجابتك سوف أقايض الكنيسه |