Geçen yıl, borç verdiğin 40 dolardan sonra sürekli artan miktarda borç alıyorum. | Open Subtitles | كنت أقترض بكميات متزايدة منذ أقرضتني أربعين دولار العام الماضي |
Bana dün 5000$ borç vermekten başka benim için ne yaptın? | Open Subtitles | فأنت لم تفعل لي شيئاً منذ أقرضتني تلك الخمسة آلاف دولار أمس |
Ve, şey tabi, paranı geri istiyorsun. Bana borç verdin ve geri istiyorsun. | Open Subtitles | بالطبع تريد إستردادها ، لقد أقرضتني وتريد إستردادها |
Oğlunuzun zırhını ödünç verdiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرًا لأنك أقرضتني درع ابنك. |
Oğlunuzun zırhını ödünç verdiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرًا لأنك أقرضتني درع ابنك. |
Çoklu Frekans Yakalayıcı Hassas Kamera'mı alabilmem için bana borç verdi. | Open Subtitles | أقرضتني المال لأشتري تلك الكاميرا الحساسة للترددات المتعددة |
Tabii annem tarafından bana verilen borç para ile, fakat sanırım o onu unuttu, yani... teknik olarak,o benim sayılır. | Open Subtitles | يجب أن أعترف, أمي أقرضتني المال لكن أظن أنها قد نست تقنياً, هو لي |
Bana 100 dolar borç verir misin? Striptiz klubünde kızlarla buluşacağım. | Open Subtitles | هلا أقرضتني مائة دولار سألتقي بصديقاتي في نادي التعري |
Senden borç aldığım para burada. | Open Subtitles | وهذه هي كل النقود التي أقرضتني إياها |
Hans, bunu istemek hoşuma gitmiyor ama Paris'ten param gelinceye dek 1000 frank daha borç alabilir miyim? | Open Subtitles | ـ"هانس"ـ لا أحب أن أسأل... ـ لكن هلا أقرضتني ألف فرنك أخرى... |
- Eğer bana biraz borç para verirsen. - Elbette. | Open Subtitles | إن أقرضتني بعض المال - بالطبع - |
Bana 100 Euro borç versene. | Open Subtitles | هلا أقرضتني مائة؟ |