Çok tehlikeli. Dışarı her çıktığında senin için endişelenmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أقلق عليكِ في كل مرة تخرجين من المنزل. |
İhtiyacım olan son şey senin için de endişelenmek, tamam mı? | Open Subtitles | الشيء الأخير الذي لا أحتاجه هو أن أقلق عليكِ أنتِ أيضاً, حسناً? |
Senin için endişelenmek benim işim, tam tersi değil. | Open Subtitles | عملي أن أقلق عليكِ وليس العكس! |
Phoebe, senin için endişelenmeye başlıyorum. | Open Subtitles | فيبي، لقد بدأت أقلق عليكِ |
Senin için endişelenmeye başlamıştım. | Open Subtitles | بدأت أقلق عليكِ |
Caroline, senin için endişelenmeye başlamıştım. | Open Subtitles | (كارولاين)، كنت قد بدأت أقلق عليكِ.. |