Lola senin hain ve açgözlü olduğunda dair beni ikna etmeye çalışmıştı. | Open Subtitles | لولا حاولت أقناعي بأن هناك جوانب أخرى لك غير الغدر والجشع. |
Eğer beni bu yerin gerçek olduğuna ve "Raza"daki yaşantımın illüzyon olduğuna ikna etmeye çalışıyorsan boşuna uğraşma. | Open Subtitles | أن كنت تحاول أقناعي بأن هذا حقيقي أنه كان وهمً لا تتعب نفسك |
Beni onunla gitmem için ikna etmeye çalıştı, yalnızca ikimiz. | Open Subtitles | حاول أقناعي للذهاب معه، فقط نحن الاثنين. |
Beni onunla gitmem için ikna etmeye çalıştı, yalnızca ikimiz. | Open Subtitles | حاول أقناعي للذهاب معه، فقط نحن الاثنين. |
Bu illüzyonun amacı bir parçanın hâlâ insan olduğuna beni ikna etmek içinse baştan söyleyeyim işe yaramayacak. | Open Subtitles | إن كان مغزى هذه الخدع هو أقناعي ذلك الجزء منك لا زال أنسانياً أضمن لك بأنها ستنجح |
Beni yanlış takım adına savaştığıma ikna etmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | تحاول أقناعي بأنني العب للفريق الخاطئ |
Bak. Sen ve kulübün Ben'in masum olduğunu bana ikna etmeye çalışıyorsanız, zamanınızı boşuna harcıyorsunuz. | Open Subtitles | اسمع، إذا أنت وناديكِ الصغير تريدون أقناعي بأن (بن) بريئاً، فإنكم تضيعون وقتكم. |
Aynı şeyleri savunduğumuz için beni ikna edemezsin. | Open Subtitles | لا يـُـمكنك أقناعي الآن بأننا نعمل على نفس الخط |
Teşekkürler. Bunu yapmaya beni ikna ettiğin için de teşekkürler. | Open Subtitles | شكراًً و شكراًً لــ أقناعي بالقيام بذلك |