Anlaşılan, amcaları Ernie lokantalarına Beni Çiğ Ye adını koymaya onları ikna etmiş. | Open Subtitles | أساسا، عمهم إرني أقنعهم بأن ه يكونون عظماء الفكرة لدعوة مطعمهم كلني خام. |
Çünkü hayatlarının bir yerinde bazen tek bir başarısızlık, onları başaramayacaklarına ikna ediyor ve onlar da inanıyor. | TED | لأنه في نقطة ما على مدى الطريق، في بعض الأحيان فشل واحد، أقنعهم أنهم لا يستطيعون النجاح فصدقوا ذلك. |
Bu onları ikna eder. Bunun senin için yapıp yapmadığımı bilmek istiyorlardı değil mi? | Open Subtitles | لقد أقنعهم هذا هل أرادوا أن يعرفوا إذا ما كنت فعلت هذا من أجلك؟ |
Bu onları ikna eder. Bunun senin için yapıp yapmadığımı bilmek istiyorlardı değil mi? | Open Subtitles | لقد أقنعهم هذا هل أرادوا أن يعرفوا إذا ما كنت فعلت هذا من أجلك؟ |
Jonas, onları onun bizimle iyileşme şansının daha fazla olduğu konusunda ikna etti. | Open Subtitles | جوناس أقنعهم أنه لديه فرصة أفضل للشفاء معنا |
- ...onu bırakacağını sanmıyorum. - Onları ikna et, Tony. | Open Subtitles | لست واثقا من أن هؤلاء الشباب سيسمحون لنا،، أقنعهم يا توني |
Kolay değildi, fakat avukatlarım onları bu iyiliğim konusunda ikna ettiler. | Open Subtitles | لم يكن الأمر سهلاً ولكن محاميَّ أقنعهم على رد المعروف |
Para az, o yüzden umarım onları bu yıl da motellerin küçük eğlence parkları olduğuna ikna edebilirim. | Open Subtitles | المال قليل ، لذا أنا آمل أن أستطيع أن أقنعهم لمدة سنة أخرى بأن الشقق ضيقة ، مدن ملاهي صغيرة. |
Ama diğerlerini tetikleyen oydu. Onları ikna etmişti. | Open Subtitles | ولكنّه جعل أولئك الرجال يفعلون، أقنعهم بذلك |
Motoki, ben daha gideceğim. Lütfen komutana onları teslim olması için ikna edeceğimi söyle. | Open Subtitles | سأصعد إلى الجبال أرجو أن تخبر العقيد أنني سوف أقنعهم على الإستسلام |
Onları nasıl babanın yalan söyleyen bir dolandırıcı olmadığına ikna edebilirim? | Open Subtitles | كيف لي أن أقنعهم بأن أباك ليس غشّاش كاذب ؟ |
Onları ikna ettiğini pek sanmıyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أشك أن هذا كان السبب الذي أقنعهم به |
Babam onları ikna edemezse, ...peşimizden gelmeyecekleri anlamına gelmez bu. | Open Subtitles | لكن ذلك لا يعني أنهم لن يُلاحقوننا إلا إذا أقنعهم أبي بعكس ذلك |
Ailesini, bütün kötü haberlerden sonra bunun iyi bir haber olduğuna ikna etmeliyim. | Open Subtitles | يجب علي أن أذهب و أتكلّم مع العائلة و أقنعهم بأن هذا خبر جيد على الرغم من كل الأخبار السيئة |
- Onları buna ikna eden bir şey olsa gerek. | Open Subtitles | أعتقد أنهم عثروا على شيء ما أقنعهم بهذا. |
Suçlamada bulunulmaması için ikna ettin, şikayet imzası geri çekildi, dosya kapandı. | Open Subtitles | كنت أقنعهم على عدم تقديم شكوى أو اتهامات ونسحبت ووقعت الشكوى أغلقت القضيه |
Eğer nedenini bilirsem, belki.. ..daha iyi bir yol olduğuna ikna edebilirim onları. | Open Subtitles | إن علمت السبب، فربّما أقنعهم بوجود وسيلة أفضل. |
Bu onları Dreyfus'un yalnızca suçlu olduğuna değil, delilleri onlar bulmadan önce sakladığı için sinsi olduğuna da ikna etmişti. | TED | لكن هذا أقنعهم أكثر أن درايفوس لم يكن مذنبًا فقط، لكن محتالاً أيضًا، لأنه من الواضح قام بإخفاء جميع الأدلة قبل أن يتمكنوا من الوصول إليها. |
veya aileleri ve arkadaşları tarafından öldürüldü, çünkü bu adama körü körüne itaat ediyorlardı, papazlarına -- rahiplerine değil -- papazlarına, Saygıdeğer Jim Jones'a. Onları toplu intihara ikna etti. | TED | فرد من أفراد عائلته أو أصدقائه في غابات جويانا سنة 1978، وذلك نتيجة طاعتهم العمياء لهذا الرجل، لقسيسهم. ليس كاهنهم.بل قسيسهم، الموقر جيم جونز. لقد أقنعهم بالقيام بالانتحار الجماعي. |
Polisi yuvasını yıkmaya çalışan kötü adam olduğuma ikna etmiş. | Open Subtitles | أقنعهم أني دخيل يحاول تحطيم بيته السعيد |