Demek istediğim, sanatçının eksantrik olması ve yoksul bir hayat sürmesi gerektiği fikri bence bir palavra, bir klişe. | Open Subtitles | لا ما أقوله هو أعتقد أنه من هذا هراء وهذا مبتذل أقول إنه لايجدر بحياة الفنان أن ينقصها التوازن |
Demek istediğim öyle bir durum yarat ki tek bir olasılık bile olmasın. | Open Subtitles | ما أقوله هو أن تحاول أن تخلق موقفاً حيث لا يوجد أي احتمالية. |
Demek istediğim şu ki bir mağaza dolusu müşteriyi mutlu etmek göründüğünden zordur. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو أن إبقاء متجراً مليء بالزبائن السعداء أصعب مما يبدو. |
Bak, tek Söylemek istediğim şu ki... sencede bu bizi biraz aşmıyor mu? | Open Subtitles | أنظر، كل الذي أقوله هو ألا تعتقد أن هذا خارج قليلاً عن تحالفنا؟ |
Onu bilmiyorum. Benim Demem o ki bu zaman olayları birinin başının altından çıkıyor. | Open Subtitles | ما أقوله هو أنّ أحدَهم يسبّب هذه الأحداث الزمنيّة |
Benim bütün Söylediğim şu; belki de çocuğun tüm istediği biraz sevgidir. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو ربما كل مايُريده الولد هو أن يكون محبوباً |
Bakın, Söylemeye çalıştığım ortada yalnızca bir suç mahalli yok. | Open Subtitles | ما أحاول أن أقوله هو لن يكون مسرح الجريمة فحسب |
Neyse, Demek istediğim, insanlar oraya gitmek için kendilerini öldürüyor. | Open Subtitles | ما أقوله هو إن الناس يقتلون أنفسهم للذهاب إلى الآخرة |
Demek istediğim, daha büyük resme bakmamız gerek. | TED | لكن ما أقوله هو أننا نحتاج للنظر في الصورة الأكبر |
Demek istediğim, dozajı en ufak miktarlarda dahi aşacak olursak, olağanüstü derecede zehirli seviyelerde bir yoğunlaşmayla karşı karşıya kalırız. | Open Subtitles | ما أقوله هو أنه لو أعطينا جرعة أكثر حتى ولو بأقل كمية فنحن نتعامل مع تركيزات ذات مستويات عالية من السّمية |
Don, Demek istediğim bir müzik grubunda olsaydık da aynı şekilde idare ederdik. | Open Subtitles | .. كل ما أقوله هو أراهن أننا كنا سنكون في حال أفضل إذا ما كان لدينا فرقة موسيقية |
- Benim Söylemek istediğim de sadece, geriye dönüp baktığımda Demek istiyorum ki elimden gelenin en iyisini yaptım, burada sıkışıp kalmışken. | Open Subtitles | ..جل ما أقوله هو ..أريد النظر للوراء وأقول أنني فعلت أقصى ما أستطيع عندما لم يكن هناك مفر آخر |
Demek istediğim, onun tek bildiği biziz ve onu bizden alırsanız, bu onu öldürür. | Open Subtitles | ما أقوله هو أننا كل ما يعرفه في هذه الحياة و سيقتله أن تأخذه بعيداً عنا |
Demek istediğim ismim var, parayı iyi yerlere yatırdık çocuklar da iyi. | Open Subtitles | ما أقوله هو.. لدي خواتمي.. نحن إهتممنا بنقودنا.. |
Söylemek istediğim şey, eğer bir şey varsa, çoktan gitmiştir. | Open Subtitles | ما أقوله هو , لو كان يوجد أي شيء فهوغيرموجودالآن. |
Tüm Söylemek istediğim, gerçek bir iş hayatına bir masa kurmanın heyecanlı olacağı. | Open Subtitles | جلّ ما أقوله هو أظنني سيكون مثيرًا لأحول مكتبًا واحدًا إلى عمل حقيقي. |
Obezitenin iyi huylu olduğunu ileri sürmüyorum, Söylemek istediğim, iki tane metabolik sorundan daha iyi olan olabileceği. | TED | أنا لا أقول هنا بأن السمنة أمر حميد وبسيط، لكن ما أريد أن أقوله هو أنها قد تكون المشكلة الأقل خطورة بين عدوّين للأيض. |
Demem o ki, bunu daha kolay yoldan yapabilirsin. | Open Subtitles | ما أقوله هو هل يمكن أن قمت بها بهذه السهولة. |
Söylediğim şey de bu. Bu kadar uzun süre işe gelmezlerse sorun olur | Open Subtitles | ما أقوله هو أني سأكون في مأزق اذا لم يخرجوا للعمل لفترة طويلة. |
Onu elbette seviyorsunuz. Ama benim Söylemeye çalıştığım, öfkeyi başka yere yönelteceğinize öfkenize sahip çıkın. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو إحتواء الغضب بدلاً من تبديله |
Sadece senin bir kurban olduğunu söylüyorum. Karşı koyma zamanı geldi. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو أنك ضحية حان الوقت لتناضل لتغيير ذلك |
Yani Diyorum ki dünyadaki tüm arabaları alıp bir-fit-kutunun içine koysaydın, | TED | لذلك فما أقوله هو أنه إن أخذت كل سيارة في العالم ووضعتها في مربعك ذي طول قدم واحد، |
- Ha ha! - Dediğim o ki, Baker'ın yerine hemen birini bulmalıyız. | Open Subtitles | ما أقوله هو إننا نريد من يحل مكان (بيكر) فوراً |