Ama şu anda, her şeyi tek başıma yapıyor gibiyim. | Open Subtitles | الأن إنعكس الأمر و أشعر بأنى أقوم بكل شيء وحدى |
Bu dört adım küçük fakat güçlüydü ve bunları bugün zor konuşmalarda kullanmak için yapabileceğim her şeyi yapıyorum. | TED | تلك الخطوات الأربع كانت بسيطة لكن قوية، واليوم أقوم بكل ما في وسعي لأستخدمها في المحادثات الصعبة. |
Bu çılgın deneylere kendimi kobay yapacağım ve kendime yapabildiğim her şeyi yaptığımı söyleyip duruyorum ama bu bir yalan. | Open Subtitles | سأرغم نفسي على هذه العلاجات المجنونة, وأنا أواظب على إخبار نفسي أني أقوم بكل شيئ أستطيعه, لكن هذا كذب. |
Endişelenme. Ben tüm ayarlamaları yaparım. | Open Subtitles | إذا لا تقلق , أنا سوف أقوم بكل الترتيبات |
İş istedim mi, ödevimi yaparım. | Open Subtitles | إذا أردت وظيفة معينة, فأنا أقوم بكل ما يجب للحصول عليها |
Bu gibi konuşmalara başladığım zaman, genellikle sürdürülebilirlik hakkında uzun bir konuşma yaparım çünkü pek çok insan bunun ne olduğunu bilmiyor. | TED | عندما أبدأ بالحديث في مثل هذه الأحداث في العادة أقوم بكل الكلام المعسول حول الإستدامة لان الكثير من الناس لا يعرفون ما هي |
18 ay oldu ve tüm yaptığım bu kahrolası ayak işi. | Open Subtitles | لقد مر عام ونصف، وأنا أقوم بكل العمل الشاق طوال هذه المدة |
bunu daha büyüklerle yapmak gerekiyor mademki her şeyi yapıyorum bu da olabilir | Open Subtitles | هذا أيضا يجب ممارسته من شخص كبير السن لكن بما أنني أقوم بكل شيء وهذه أيضا |
her birini. | Open Subtitles | أستطيع أن أقوم بكل هذه الأشياء كل واحده منها |
Burada sorumluluklarını bile yerine getiremiyorsun, Dave. her şeyi ben yapıyorum ve sen temizlik bile yapmıyorsun. | Open Subtitles | أقصد أنت بالكاد تعتني بالمكان هنا أنا أقوم بكل شيء أنت لا تستطيع تنظيف المكان |
Bak, Towers benim hakkımda haklıydı, onları her ne pahasına olursa olsun hapse tıktım. | Open Subtitles | إسمع كان تاورز محقاً بشأني كنت أقوم بكل ما يلزم |
Yaşlılıara yardım edebilmek için her tür işi yapıyorum. | Open Subtitles | لذلك، أنا أقوم بكل الأشياء لكي أدعم الأرواح الفقيرة الكبيرة |
Benden istediğin her şeyi yaptım ama bunu yapmayacağım. | Open Subtitles | أنا أقوم بكل شىء تطلبية ولكنى لن أقوم بهذا |
...ve biliyorsun sonuncusunu yaparım. | Open Subtitles | وتعلمين بأنني سوف أقوم بكل العمل ذاك. |
İş konuşmasını ben yaparım. | Open Subtitles | سوف أقوم بكل الحديث عن المشروع |
Moda şirketimin her yıl bir defilesi olur. Geçen yılki defilede deli gibi koşuşturdum. Çünkü defile için her şeyi yaparım, gereken her şeyi. Deli gibi koşuşturuyordum. Onun bu gömleği basit bir jestti. Bende de aynısından olduğuna emin olmak istedi. Yani ilginç bir hikâye. | TED | في شركة الأزياء خاصتي، نُقيم عرضاً كل سنة، وفي عرضنا السنة الماضية، كنت أتجوّل كالمجنونة، لأنني كنت أقوم بكل شيء من أجل العرض، وكلّ شيء بخصوصه، لذا كنت أتجوّل كالمجنونة، بينما هو، وهي لفتة بسيطة منه حول القميص الذي كان بحوزته، أراد فقط أن يتأكد من حصولي على القميص نفسه، إنّها قصةٌ غريبة. |
Tek başıma da yaparım. | Open Subtitles | بامكاني أن أقوم بكل شيئ |
Güzelim, her işi ben yaparım. | Open Subtitles | عزيزتى، أقوم بكل شيء "عملى من النوع "ج |
Tamam, hepsini ben yaparım dostum. | Open Subtitles | يمكنني أن أقوم بكل هذا |
Bilmiyorum, bu hepsi çok ilginç ses başlıyor, ben bir burada tüm ağır kaldırma yapıyor gibiyim ama, biliyorsun, bana öyle geliyor ki. | Open Subtitles | لا أعلم ، هذا كله أصبح ممتعاً لكن ، أتعلم ، يبدو أنني أنا الذي أقوم بكل الأعمال الثقيلة |