Hayır Chester, bu gece daha sert bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | لا, يا تشيستر,سأحتاج لشيء أقوي من ذلك الليلة. |
Onu hemen ayıltmak için kahveden daha sert bir şey lazım. | Open Subtitles | لكيتفيقهبسرعة, يجب أن تستعمل شيء أقوي من القهوة. |
Sarsak koyunlar bile daha sert. | Open Subtitles | رأيت خاروفاَ منزعج أقوي من ذلك |
Yedi denizde dolaşırken daha güçlü rakipler gördüm sen sadece basit bir düşmansın. | Open Subtitles | لقد سافرت السبع البحار و تغلبت علي منافسين أقوي من هذا المنافس |
Onların herkesinkinden daha büyük ve daha güçlü olmasını sağla ki, birinci ben olayım. | Open Subtitles | في الحقيقة، دعهم يصبحون أكبر و أقوي من الآخرين حتي تصبح الجائزة الأولي لي |
Jeannie, bundan daha sert bir şeylere ihtiyacın olacak, tamam mı? | Open Subtitles | جيني، ستحتاجين فعلاً شراب أقوي من ذلك |
Uluslarımızın, dostluktan daha güçlü bir bağ ile birleşmesi, iki tarafın da yararına olur görüşündeyim. | Open Subtitles | من مصلحتنا المشتركه أن تتحد أمتينا برباط أقوي من الصداقه |
Mükemmel topluluk, en saf ırk. Birlikte siz her kristal kafatasından daha güçlü bir silah olursunuz. | Open Subtitles | الدائرة المثالية، من أرقي عرق، معًا ستكونوا سلاح أقوي من أي جمجمة بلورية. |
Atalarım beni affetsin ama bunlar kan bağından daha güçlü. | Open Subtitles | ليسامحني الاسلاف ولكن هذا أقوي من الدماء |
Gönüllülerin heyecanından daha güçlü bir şey yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك شئ أقوي من قلب متطوع يا جاك |
Dünyadaki bütün diğer hükümdarlardan daha güçlü olacağız. | Open Subtitles | سنكون أقوي من أي حاكم آخر فى العالم |