Bu, böceklerin günümüzdekilere kıyasla çok daha fazla büyüyebilmelerine imkan sağladı. | Open Subtitles | سمحَ هذا للحشرات أن تنمو بشكل أكبر مما هي عليه الأن. |
O aletin içinde, senin çipinden daha fazla depolama alanı var. | Open Subtitles | هناك وحدة تخزين على هذا الجهاز أكبر مما لديك في الشريحة |
Bu arabayla eve gidişin, sizin düşündüğünüzden çok daha büyük bir etkisi var. | TED | جولة السيارة هذه لها تأثير أكبر مما تتصورون، |
Bu senin düşündüğünden de büyük. | Open Subtitles | يجب أن تعرفي شيئاً واحداً أن هذا أكبر مما تعتقدي |
Kainatın sandığımızdan daha geniş olduğunu söyleyeceğiz. | Open Subtitles | كما و أن الكون أكبر مما تخيلنا في نموذجنا |
Düşündüğünden daha yaşlı. CBS'e gitmiş. | Open Subtitles | إنها أكبر مما تتوقعين ، إنها حاصلة على شهادة في التجارة |
Ama o ve diğer fizikçiler şimdi hala hayal edilemeyecek kadar büyük bir gerçekliğe inaniyorlar. | TED | لكنه وعلماء فيزياء آخرون يعتقدون بأن الحقيقة لا تزال أكبر مما نتخيل. |
- Ta kendisi. - Vay be. Düşündüğümden büyük çıktı. | Open Subtitles | إنها أكبر مما ظننت، متأكدة أنها ليست كبيرة لهذه المساحة |
Eğer bu doğruysa, başımız düşündüğümden çok daha fazla belada. | Open Subtitles | اذا كان هذا حقيقياً فنحن في مشكلة أكبر مما ظننت |
Sana geldiğimde o zamanki halimden daha fazla incinmemin mümkün olmadığını düşünüyordum. | Open Subtitles | لم أتوقّع أنّه من الممكن أن يمسّني أذى أكبر مما مسّني سلفًا |
Emekli oldukları zaman çalıştıklarından daha fazla para kazanmışlar. | TED | إنه يحصل على دخل أكبر مما كان عليه قبل فترة التقاعد حين كان في فترة الشباب و العمل |
Pekala, insan beyni olması gerektiğinden daha büyük , kullanması gerektiğinden daha fazla enerji kullanıyor, bu yüzden özel. | TED | إذاً فالعقل البشري أكبر مما يجب، و يستهلك قدر من الطاقة أكثر من اللّازم، إذاً فهو مميز. |
Çoğu insanın zamanı şirketlerde geçiyor çok fazla paranın olduğu yerler şirketler bu nedenle istediğim şey olduğundan daha fazla yardım etmek. | TED | هناك حيث يقضي الناس جل وقتهم، هناك حيث توجد الكثير من الأموال، لذلك أتمنى أن نقدم المساعدة بشكل أكبر مما نقوم به الآن. |
Basınç sizi yüzeyden 13 kat daha fazla güçlü bir şekilde tamamen eziyor-- | TED | الضغط يسحقكم كلياً، 13 مرة أكبر مما في السطح. |
Evet, ve bize de sanki çok daha büyük bir şeymiş gibi göstermek istedi. | Open Subtitles | أجل، وليجعلنا حيارى جعل الأمر يبدو أكبر مما كان عليه |
Hikâyelerde anlatıldığı kadar akıllı değilsiniz öyleyse. Tablo, hayal edebileceğinizden çok daha büyük. | Open Subtitles | إذا، فأنت لستَ حكيما كما تحكي القصص لأن الصورة أكبر مما تتخيل |
Bence sandığınızdan daha büyük bir işe bulaştınız. | Open Subtitles | أعتقد أنك تدخلت فى شىء أكبر مما كنت تتوقع |
Bir şeyi bilmelisin. Bu senin düşündüğünden de büyük. | Open Subtitles | يجب أن تعرفي شيئاً واحداً الأمر أكبر مما تتخيلين |
Ve bu inceleme burada gösterdiğimden çok daha geniş. | TED | وهذه الدراسة أكبر مما أعرضه هنا. |
Çünkü diğer türlü, problemlerimiz daha da büyük olurdu. | TED | لانه لو كان الامر غير هذا فإن مشاكلنا سوف تكون أكبر مما يمكن تخيله |
Düşündüğümden daha büyüktü ama. | Open Subtitles | كانت اللوحة أكبر مما تخيلت |