| Hayır efendim, bu bir Bop. Bip sinyali olamayacak kadar büyük. | Open Subtitles | لا سيدي ، أنها بقعة إنها أكبر من أن تكون نقطة |
| Bizim demokrasilerimiz başarısızlığa uğrayamayacak kadar büyük, veya daha doğrusu, kontrol edilemeyecek kadar büyük sistemlerin kıskacındadır. | TED | ديمقراطيتنا محتجزة من قبل أنظمة أكبر من ان تفشل او لأكون أكثر دقة أكبر من أن يتم التحكم بها |
| Tamamını görmek için bir adım geri çekilmeden anlaşılamayacak kadar büyük bir goblen... | Open Subtitles | شيءٌ أكبر من أن يُفهم إلى أن نرجع و نرى الصورة بأكملها |
| çok daha kötüsü. Cehennemden gelen bir ıstırap. Benden daha büyük. | Open Subtitles | إنه أسوء من الألم، إنه كَرْبٌ عظيم، أكبر من أن أتحمله. |
| Bu aileler baş edebileceklerinden çok daha büyük şeylerle karşılaşıyorlardı. | TED | إن العائلات تعاني من أمور أكبر من أن تستطيع التعامل معها. |
| fakat biz Ortanca Dünyalılar Brownian hareketini fark etmek için çok büyüğüz. | TED | ولكننا ككائنات تحيا في العالم الوسط فاننا أكبر من أن نلاحظ الحركات العشوائية. |
| Bu müzik festivali olayları için yaşımız geçmedi mi bizim? | Open Subtitles | صرت أكبر من أن أقوم بمهرجان موسيقي منزلي |
| Önümüzdeki görev, hafife alamayacağımız kadar büyük ve önemli. | Open Subtitles | المهمّة أمامنا كبيرة جدّاً، أكبر من أن نستهين بها. |
| Tur otobüsü bu gece kalkıyormuş ve . kaçırılmayacak kadar büyük bir fırsat olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حافلة الجولة كانت ستغادر الليلة، وقال أنها فرصة أكبر من أن يضيعها. |
| Oraya dönmeyi çok isterdim ama dünya aynı yere iki kere gidilmeyecek kadar büyük... | Open Subtitles | أود العودة الى هناك لكن العالم أكبر من أن تعود الى نفس المكان مرتين |
| ve bu cehennemin tutabileceği kadar büyük bir leke. | Open Subtitles | و هناك وصمة آخرى أكبر من أن يحملها الجحيم |
| Yani zaten sinir ajanının çıkarılamayacak kadar büyük olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | لحظة، علمتِ أن مركّب الأعصاب أكبر من أن يتم استخلاصه؟ |
| Eğer onların halledemeyeceği kadar büyük bir durum olursa çözmek için biz devreye gireriz. | Open Subtitles | وأن كانت هناك حالة أكبر من أن يتعاملوا معها يمكننا التدخل لوضع حداً له |
| Yukarıda 34 gün içinde düşecek bir uydu var kurtarılamayacak kadar büyük ve bir nedenden dolayı onun atmosfere düşmesini istemiyorsun. | Open Subtitles | لديك قمر صناعي سيسقط خلال 34 يوماً أكبر من أن يتم استرجاعه ...ولسبب ما أنت لا تريده ان يتحطم في الغلاف الجوي |
| İster bir mağaracı, atlayışçı ya da tırmanıcı ol sadece o işi yapıyorsun ve dünya umurunda olmuyor. Veya alabileceğinden daha büyük oluyor uğraştığın şey. | Open Subtitles | سقوط , و قفز , و تسلق فقط عليك أن تفعليها ,إنك أكبر من أن ينال منك |
| Batıl itikatlerin mi var? Piyangoyu kazanman ona rastlamandan daha büyük ihtimal. | Open Subtitles | احتمال أن نفوز باليانصيب أكبر من أن نصادفه |
| Çocuklarını kaybeden ebeveynlerinkinden daha büyük bir tradeji düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير بمأسآة أكبر من أن يعيش أحد الوالدين بذكرة فقدان إبنهم |
| Aşkımız onun benden telefonda ayrılmasından çok daha büyük. | Open Subtitles | حبنا مقامه أكبر من أن ينفصل عنّي عبر الهاتف |
| Yatağın altına saklanmak için çok yaşlıyım. Bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا أكبر من أن أختبئ تحت سرير أنا لا أعرف شيئا |
| - Haftayı neslimizin 250 grubunun şarkılarını dinleyip eğlenerek geçirmek için yaşımız geçti mi? | Open Subtitles | هل نحن أكبر من أن نقضي أسبوعاً نستمتع بفرق تعزف موسيقى جيلنا؟ |