ويكيبيديا

    "أكثرُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • daha çok
        
    • daha fazla
        
    • fazlası
        
    • biraz daha
        
    • en çok
        
    • daha da
        
    Sanırım o benden, benim ondan korktuğumdan daha çok korktu. Open Subtitles أعتقد هو يُدرَكُ بأنّه أكثرُ خوفاً منّي مِنْ أَنا منه.
    Doğrusu Debra'nın bu kadar üzgün görünmesi beni daha çok üzüyor. Open Subtitles في الحقيقة، أَنا أكثرُ أزعجْ وفَاجأَ الذي ديبرا يَبْدو منزعجُ جداً.
    Hem de sarışınlar daha çok eğlenir. Open Subtitles إضافةً إلى ان الشقراوات عِنْدَهُنّ مرحُ أكثرُ.
    Benim buradaki bütün zencilerden daha fazla İtalyan olduğumu söylerdi. Open Subtitles قالَ أني أكثرُ إيطاليةً من أي زِنجي في هذا المكان
    Okuduğuma göre, onlardan korktuğumuzdan daha fazla onlar bizden korkarlarmış. -Doğru mu? Open Subtitles قَرأتُ بأنّهم عِنْدَهُمْ خوفُ أكثرُ منّا الواحد الذي نا منهم، لا وحقيقةَ؟
    Holly'nin şu anda her neyse, bizim bildiğimizden çok daha fazlası. Open Subtitles لا. مهما هولي الآن، هي أكثرُ مِنْ فقط معلومات كما نَعْرفُه.
    Belki biraz daha açık fikirli olsaydın ve bu konulara kafa yorsaydın, hepimiz için hayat daha iyi olabilirdi. Open Subtitles لَرُبَّمَا إذا أنت يَكُونُ أكثرُ إنفتاحاً ويَعتقدُ حول هذه الأشياءِ، الحياة قَدْ تَكُونُ أفضلَ لكلّنا.
    Şimdiye kadar en çok gurur duyduğum intern sensin. Open Subtitles أَنا أكثرُ فخور بك مِنْ أنا سَبَقَ أَنْ كُنْتُ أبداً مِنْ طبيب مقيمِ.
    Kolyeyi çaldı ve oğlu gelmeseydi daha da fazla şey çalacaktı. Open Subtitles كَانتْ تَسْرقُ ذلك العقدِ وهي أَخذَ أكثرُ وكانت ستأخذ الكثير ولو لم يرجع الابن
    Sadece şu an daha çok kötü yönlerini dinleme havamdayım. Open Subtitles أَحْزرُ أنا مُجَرَّد أكثرُ في المزاجِ للسَمْع عن له النوعيات السلبية الآن.
    Nasıl tarif etsem bilmiyorum ama daha çok sadelik. Open Subtitles أنا لا أَعْرفُ كَيفَ يَصِفُه، لَكنَّه بسيطُ أكثرُ.
    - Keşke konuşacak daha çok zamanımız olsaydı. Open Subtitles شكراً لكم. أَتمنّى حقاً كَانَ عِنْدَنا وقتُ أكثرُ لكَلام،
    Bu da seni amacına, yani hayattan daha çok zevk almana bir adım daha yaklaştırır. Open Subtitles الذي يَجْلبُك أقرب خطوةَ الواحدة إلى هدفكَ، سَيكونُ عِنْدَهُ سرورُ أكثرُ في الحياةِ.
    Keşke daha çok vakit geçirsek diye düşünüyorum, ya sen? Open Subtitles أَتمنّى بأنّنا كَانَ عِنْدَنا وقتُ أكثرُ سوية، أليس كذلك؟
    Bu daha çok "Doğal Seleksiyon" ile ilgili bir soru "en gelişmiş olan kazanır" kuralı, eş seçimini de kapsıyor. Open Subtitles هو أكثرُ سؤال الإختيارِ الطبيعيِ، الذي، أولاً وقبل كل شيء، يَتضمّنُ إختيارَ صاحب.
    Böyle büyük işlere girmeden önce daha fazla sermayen olmasını beklemelisin. Open Subtitles إنتظار حتى عِنْدَكَ إحتياطيات فائضةُ أكثرُ أمامك يَرْفعُ نفسك تَحْبُّ ذلك.
    Bu boruda sendekinden daha fazla mantar var. Open Subtitles هذا الإنبوبِ لَهُ بَرَنْقِيل بحر أكثرُ من ما معك
    Ellerinde polisten daha fazla ateşli silah var. Ne tarafa? Open Subtitles عِنْدَهُمْ قوّة ناريةُ أكثرُ مِنْ قسمِ الشرطةَ.
    Belli ki benim karınıza olan inancım, sizinkinden daha fazla. Open Subtitles عِنْدي ثقةُ أكثرُ في زوجتِكِ منك يَعمَلُ.
    Bunun nedeni, dangalak bir koçtan fazlası olmalı. Open Subtitles هذا أكثرُ بكثير من كونه عن مُدربُ واحد أحمق
    Hayatta yiyişmekten fazlası olmalı. Open Subtitles لا بد وأنّهُ يوجدُ في الحياةِ أكثرُ مِن مُجرّد المُضاجعة
    30 saniyeden biraz daha uzun düşünmeye ne dersin? Open Subtitles ماذا عَنْ إعْطائه أكثرُ مِنْ 30 ثانيةِ مِنْ الفكرِ؟
    Hayatın mahvolduğunda en çok güvendiğin insan tarafından yüz üstü bırakılmak. Open Subtitles عندما تنهار حياتك، يخذلك أكثرُ من تعتمدين عليه.
    - Buna bu kadar sevinmen, işi daha da zorlaştırıyor. Open Subtitles لا تَفرَحي كثيراً في الأمر ذلك يجعلهُ أكثرُ صعوبةٌ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد