Daha güvenli. Ayrıca, diğer insan için daha sinir bozucu. | Open Subtitles | هذا أكثر أماناً، كما أنه أكثر إزعاجاً للشخص الآخر |
Pardon, bir seyyar satıcıdan daha sinir bozucu olmalıyım. | Open Subtitles | أنا آسفة، ربما أكون أكثر إزعاجاً من مندوبي المبيعات |
Bu ziyareti nasıl daha sinir bozucu yapabiliriz diye uğraşmadınız değil mi? | Open Subtitles | هل تكررون هذهِ الجملة لتجعلوا هذهِ الزيارة أكثر إزعاجاً. |
Sormazdım ama Stanley Kubrick'ten daha zorluk çıkaran bir yönetmenle çalışmamıştım. | Open Subtitles | لن أتسآئل لكني لم أتعاطى مع مخرج أكثر إزعاجاً من (ستانلي كوبريك) |
Sormazdım ama Stanley Kubrick'ten daha zorluk çıkaran bir yönetmenle çalışmamıştım. | Open Subtitles | لن أتسآئل لكني لم أتعاطى مع مخرج أكثر إزعاجاً من (ستانلي كوبريك) |
Bir tarafın sor diyor. Diğer tarafım ise, bilmek aklına gelebilecek her şeyden daha rahatsız edici olabilir diyor. | Open Subtitles | جزء مني يريد أن يسأل ، الجزء الأخر يقول أن المعرفة ستكون أكثر إزعاجاً من |
Diana'nın ölümünün yaşamasından bile daha sıkıcı olduğuna dair bir şeyler söyledi. | Open Subtitles | ستكون أكثر إزعاجاً وهي ميتة عنها وهي حية |
Dünyada şu andan daha rahatsız edici bir şey daha yoktur anne. | Open Subtitles | ,أمي, لا شيء بالعالم قد يكون أكثر إزعاجاً من ذلك الآن |
Sen ziyafetin keyfini çıkar. Davetsiz gelen misafirden daha rahatsız edici bir şey yoktur. | Open Subtitles | أستمتع بوليمتك لا شيء أكثر إزعاجاً من وجود ضيوف غير مدعويين |
Diana'nın ölümünün yaşamasından bile daha sıkıcı olduğuna dair bir şeyler söyledi. | Open Subtitles | ستكون أكثر إزعاجاً وهي ميتة عنها وهي حية |