Sanırım bunun sandığınızdan biraz daha karışık olduğunu göreceksiniz özel ajan. | Open Subtitles | أعتقد أنك ستجد الأمور أكثر تعقيدًا من هذا أيها العميل الخاص |
Şey, hayır. Hadi ama. Bu iş bundan biraz daha karışık. | Open Subtitles | حسنا، كلا، هيا، الأمر أكثر تعقيدًا من هذا بقليل. |
Tamam, aslında detaylar bundan biraz daha karışık... ama genel olarak doğru, evet, Çavuş. | Open Subtitles | التفاصيل أكثر تعقيدًا من ذلك ولكن بشكل عام نعم |
Bu ışık beneğinin daha karmaşık bir türü, yassı solucan olan planaryada bulunur. | TED | مثال أكثر تعقيدًا من بقعة الضوء هذه ويمكن العثور عليها في دودة مسطحة، |
İkili kod, çok daha karmaşık tipte veriler için de kullanılır. | TED | نظام الترميز الثنائي يستخدم أيضًا لأنواع أكثر تعقيدًا من البيانات. |
Bağımsız borç yapılandırması tabii ki bundan daha karmaşık ama temel olarak böyle. | TED | بالطبع إعادة هيكلة الدين العام تكون أكثر تعقيدًا من ذلك، لكنك حصلت على الفكرة الأساسية. |
Algılamaktan daha karışık bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا شيء أكثر تعقيدًا من الإدراك الحِسيّ. |
Durum daha karışık. | Open Subtitles | الموضوع أكثر تعقيدًا من ذلك |
Durum bundan çok daha karışık. | Open Subtitles | -الأمر كان أكثر تعقيدًا من هذا . |
Dean bu işe biraz daha karışık. | Open Subtitles | (إن الأمر أكثر تعقيدًا من هذا يا (دين |
Tıp fakültesinde durumun bundan biraz daha karmaşık olduğunu öğrenirsiniz. | Open Subtitles | في كلية الطب... تتعلم، أن الأمر أكثر تعقيدًا من ذلك. |
Bundan daha karmaşık bir şeyler olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | لديّ شعورٌ أنّ الأمر أكثر تعقيدًا من ذلك. |
Yelpazesinin açılmasıyla dişiyi baştan çıkarmak için giderek çok daha karmaşık figürler sergilemeye başlıyor. | Open Subtitles | بفتح مروحته يبدأ سلسلة أكثر تعقيدًا من حركات الرقص ليحاول إغواءها |
Bundan biraz daha karmaşık ama... sayılır. | Open Subtitles | الأمر أكثر تعقيدًا من ذلك، ولكن.. أجل. أجل. |
Ve bu inanılmaz makinelerin her birinin içerisinde, yüzlerce, milyarlarca küçük parçacık bulunuyor. Bunlar galaksilerden bile daha karmaşık bir şekilde sistemler içerisinde akıyor ve dans ediyor. | TED | وبداخل كل واحدة من هذه الآلات المدهشة، يوجد مئات وملايين من الجسيمات الدقيقة، التي ترقص وتدور في أنظمة أكثر تعقيدًا من تكوين المجرّات. |
Ama aslında işler bundan daha karmaşık. | TED | ولكن الأمر أكثر تعقيدًا من ذلك. |
Evet, ama aşk bu. Sandığından daha karmaşık birşey. | Open Subtitles | نعم ، لكن الحب أكثر تعقيدًا من ذلك |