- Ağabeyinin kılıcının kaleminden daha keskin olmasını umut etmelisin! | Open Subtitles | عليك أن تأمل أن سيف أخيك أكثر حدة من قلمه |
Ağabeyinin kılıcının, kaleminden daha keskin olması için dua etmen gerekecek. | Open Subtitles | يجب أن تأمل أن يكون سيف أخيك أكثر حدة من قلمه |
Golf topundan daha keskin görünen her nesnenin 10 yaşından küçük çocuklar için kesici olduğunu düşünüyor gibiyiz. | TED | ونتصور أن أي قطعة أكثر حدة من كرة الغولف هو حاد جدا بالنسبة لأطفال دون سن العاشرة |
Benim yanıtıma karşı biraz daha ritmik, biraz daha şiddetli bir yanıt oldu. | TED | صار أكثر إيقاعية بقليل، أكثر حدة بقليل كاستجابة للكيفية التي تجاوبت بها معه. |
Senden daha şiddetli ip atlayan üçüncü sınıf kızlar tanıyorum. | Open Subtitles | لقد رأيت فتيات في الدرجة الثالثة يثبن أكثر حدة منك. |
Bilinçaltın, çözülemeyecek sorunlarla uğraştığı zamanlarda hastalığın daha şiddetli seyrediyor. | Open Subtitles | بعض الأيام أديرها أفضل من أخرى. أعراضك أكثر حدة عندما جانبك اللاوعي يعمل على مشكلة التي لم يستطيع حلّها تماما. |
Diğerleri daha keskin olabilir ve suçluluk, utanç ve korku içeren beyin yıkama tekniklerini kullanabilirler. | TED | قد تكون أساليب أخرى أكثر حدة مستخدمين أساليب الإقناع القسري التي تشمل الشعور بالذنب والعار والخوف. |
Ve partizan bölüşmesi burada ABD'de çok daha keskin. | TED | والحزبية المناخية هي أكثر حدة هنا في الولايات المتحدة. |
Tıraş bıçağı birazcık daha keskin olsaydı neye benzerdin, düşünmeye ürperiyorum. | Open Subtitles | يدعوني للتفكير كيف كنت ستبدو لو كانت الشفرة أكثر حدة |
Yılanın dişinden daha keskin bir şey varsa oda nankör bir evlat yetiştirmektir." | Open Subtitles | كم أكثر حدة من" أنياب الثعبان لكي يحظى "بطفلٍ غير شاكر |
Benimkisi daha keskin zaten. | Open Subtitles | على اية حال, سكيني أكثر حدة |
Bahçemdeki çimler bile daha keskin. | Open Subtitles | العشب في حديقتي أكثر حدة. |
Gerçekten öyle, sadece daha keskin. | Open Subtitles | إنها هكذا، ولكنها أكثر حدة. |
daha şiddetli.. Daha güçlü... Daha büyük... | Open Subtitles | مرنة، قوية،أكبر، أكثر حدة... |