Eğer şişman olmasaydı daha üzücü olurdu diye düşünmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | أنا متيقن أن الوضع كان سيكون أكثر حزناً لو لم تكن بدينة |
Kimsenin kollarına ihtiyacım yok. Yalnız olursam daha üzücü olur. | Open Subtitles | لا أحتاج أن أموت في ذراع أي أحد سيكون أكثر حزناً إذا كنت وحيدة. |
Bir düzenbazın kendini kandırmasından daha üzücü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثر حزناً من أن يقوم محتال بالإحتيال على نفسه |
Genç bir adamın, tatil sırasında hastaneye gelmesi kadar üzücü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثر حزناً من شاب يأتي إلى المستشفى خلال العطلات |
Dünya üzerinde bir grubun boş salona çalması kadar üzücü bir şey var mıdır? | Open Subtitles | هل يوجد شيء أكثر حزناً من فرقة روك تعزف لغرفة فارغة تماماً ؟ |
Ki bu da birazdan söyleyeceğim şeyi daha üzücü yapıyor. | Open Subtitles | مما يجعل الشيء الذي سأقولة شيء أكثر حزناً |
Amacı olmayan bir hayattan daha üzücü bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثر حزناً من حياة لا يوجد لها غرض |
Sandığımdan daha üzücü oldu. | Open Subtitles | وكان الأمر أكثر حزناً مما توقعت |
Benim erkek akadaşım da bir Tom Hardy posteri ancak bu daha üzücü. | Open Subtitles | (صديقي هو ملصق لـ(توم هاردي لكن هذا أكثر حزناً |
Genç bir adamın, tatil sırasında hastaneye gelmesi kadar üzücü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثر حزناً من شاب |