Bir de bahardaki park gibi, diğerinin daha güzel olacağını hayal etmeyi seviyorsunuz. | Open Subtitles | و تحب أن تتخيل أن الآخر أكثر روعة مثل الربيع فى المنتزه |
Pazar günü daha güzel, kutsal bir toplantı daha olacak. | Open Subtitles | ويوم الأحد، ستكون هناك مناسبة اخري أكثر روعة ، أكثر قداسه |
Öyleyse Heo Joon Jae memurlardan daha havalı bir iş yapıyor. | Open Subtitles | إذا هو جون جي يقوم بعمل أكثر روعة من الموظف الحكومي |
Örümcek Adam'dan daha havalı olduğunuzu düşünüyor. | Open Subtitles | إنه يجمع المقالات التي تتحدث عنك إنه يعتقد أنك أكثر روعة من الرجل العنكبوت |
Buradan daha harika bir yer olamaz. | Open Subtitles | ، بغض النظر عما نقوم به لا يمكن أن يكون المكان أكثر روعة من هذا |
Dünyamızın köşelerinde, kafalarımızn çok yukarısında, daha da şaşırtıcı olaylar var. | Open Subtitles | عند حواف عالمنا، عالياً فوق رؤوسنا، هناك أحداثٌ لهي أكثر روعة. |
Bundan çok daha muhteşem olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت أعتقد أن الأمر سيكون أكثر روعة من هذا |
- Bana tekrar anne dediğinde daha inanılmaz olacak. | Open Subtitles | سيكون أكثر روعة لو ناديتني بأمي |
Bu da bahsettiğimiz kritik rakamların ikincisiydi. karanlık enerjinin gücü ve onu açıklamak, Higgs alanında gördüğümüzden daha mükemmel bir seviyede ayar gerektiriyor. | TED | إذاً هذا هو ثاني الأرقام الخطرة، قوة الطاقة المظلمة، وتفسيرها يتطلب مستوى أكثر روعة من الصقل أكثر من ما نرى في حقل هيغز. |
Ve sanırım, birazdan önemli bir kısmını okuyacağım, en başta söylediklerimi özetleyen daha da harika bir konuşma, paradan çok yaşam olduğuna inanma konusunda ve paradan daha çok denememiz ve ölçmemiz gerekenler hakkında | TED | وأعتقد أن خطاب أكثر روعة الذي سأقرأ جزءا كبيرا منه التي يلخص ما قلته في البداية عن الاعتقاد هناك ما هو أكثر من المال في الحياة والكثير مما يجب علينا تجربته وتدبيره من المال |
İkincisi ise yeni kız arkadaşın benden daha güzel olmalı. | Open Subtitles | ثانياً، صديقتك الجديدة لا بد أنها أكثر روعة منيّ. |
Bu Nemo*'nun Disneyland'da yüzmesinden daha güzel. | Open Subtitles | هذا أكثر روعة من سفينة نيمو في ديزني لاند |
Neden bu korkunç katilin deposu bizimkinden daha güzel. | Open Subtitles | لمَ يكون مستودع القاتل المخيف أكثر روعة من مستودعنا؟ |
Şimdiden bizim en havalı halimizden daha havalı olan 17 yaşındaki biri tarafından şapa oturtulduk. | Open Subtitles | لقد ضبطنا من قبل فتاة ذات 17 عاماً والتي بالفعل أكثر روعة عمَّا كنَّا عليه من قبل |
Biliyor musun, dürüst olmak gerekirse bu beni çok daha havalı hissettirmiyor. | Open Subtitles | أوه , أوه , أتعلم ماذا ؟ إذا كنت صادقة هذا بالتأكيد لا يجعلني أشعر بأنني أكثر روعة |
Üniversiteli çocukların daha havalı olduğunu sanıyordum ama sadece liseli çocukların 2 yaş ve 2 kilo fazlalıklı hali gibiler. | Open Subtitles | ظننتُ أن شباب الجامعة من المفترض أن يكونوا أكثر روعة لكنهم تماماً كشباب الثانوية مضاف إليهم سنتين و20 باوند. |
Bilmen gereken tek şey, sandığından çok daha harika biriyim ben tamam mı? | Open Subtitles | كل ما عليك معرفته هو أنني أكثر روعة مما تظن، اتفقنا؟ |
İşler daha harika olamaz. | Open Subtitles | حسنٌ , إن هذا لا يمكن بأن يكون أكثر روعة |
Ailenin her zamankinden daha harika görünmesi için yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | أن يتطلب الكثير من العمل لجعل عائلتنا تبدو أكثر روعة مما هي عليه، هل تعرف؟ |
Yani aptal olmadığını bildiğinizde o tam tersini düşünse de daha da çekici gözüküyor. | TED | إذا، فهي أكثر روعة إذا علمت أنها لم تكن غبية حتى ولو أنها اعتقدت أنها من الممكن أن تبدو غبية |
Asker olmaktan daha muhteşem bir şey düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | ... لا استطيع تخيل أي شيء أكثر روعة من أكون جندي وأخدم روما |
Asker olmaktan daha muhteşem bir şey düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | ... لا استطيع تخيل أي شيء أكثر روعة من أكون جندي وأخدم روما |
Tek bir kişi evrenlerden daha inanılmaz, anlaşılması zor ama yine de inanılmaz. | Open Subtitles | شخصٌ واحد أكثر روعة... أصعب فهماً، لكنه أكثر روعة من أكوان... |
Abby, inan bana, benim haberlerim daha inanılmaz. | Open Subtitles | أبي), صدقيني أخباري أكثر روعة) |
Şimdi bu bizi hızlıca üçüncü ve son parçaya götürür; yani görüşlerimizi iyi yaşam üzerine kurmak için, onları yıkmalıyız, böylece hayat, sağlık ve sağlık hizmetleri hayatı daha mükemmel hâle dönüştürebilir, daha az kötüleştirmesi yerine. | TED | الآن هذا يوصل بنا إلى ثالث وأخر جزء لهذا اليوم أعني, نحن بحاجة أن نرفع أنظارنا, أن نضع نصب أعيننا الرخاء حتى أن الحياة والصحة والرعاية الصحية تصبح حول جعل الحياة أكثر روعة أكثر من مجرد جعلها أقل فظاعة |