Hiçbir şey beni bir gün seninle evlenmekten daha mutlu edemez. | Open Subtitles | لا شئ سيجعلنى أكثر سعاده من الزواج بك فى يوم ما |
Hey, dostum, yalnızca bilmeni istiyorum ki dünyaya senin kızın için şükrediyorum, ve hiçbir şey beni onu dölleyen adamla tanışmaktan daha mutlu edemez. | Open Subtitles | يارجل، أريدكَ أن تعرف أني أظن أن التواجد في عالم إبنتك و لا شيء سيجعلني أكثر سعاده |
Ben de gerçekten mutluyum, ama içimizden biri bunun ne olduğunu çözdüğünde daha mutlu olacağım. | Open Subtitles | أنا سعيده للغايه أيضا ولكنى سأكون أكثر سعاده عندما يتمكن أحدنا من اكتشاف ما هو هذا الشئ |
Çok kötü. daha mutlu bir iş bulmalısınız. | Open Subtitles | هذا سيىء جداً يجب أن تبحث عن عمل أكثر سعاده . |
Olmasa daha mutlu olurdum. | Open Subtitles | كنت سأكون أكثر سعاده لو لم يكونوا |
Bu arada, televizyonda daha mutlu görünüyordun. | Open Subtitles | على فكره, كنت أكثر سعاده بالتلفزيون |
Bu arada, televizyonda daha mutlu görünüyordun. | Open Subtitles | على فكره, كنت أكثر سعاده بالتلفزيون |
Röntgenler bize, kişilerin birlikte çalıştığında daha mutlu olduklarını ve daha az garip işler çevirdiklerini gösteriyor. | Open Subtitles | تظهرالأشعةأنهعندمايعمل الناسمعا, يكونون أكثر سعاده ويقل أحتمال عملهم لأشياء غريبة... |
Kendilerini daha mutlu hissetmelerini sağlayan. | Open Subtitles | أكثر سعاده, اذا أردتي. |
Açıkçası, daha mutlu olamazdım. | Open Subtitles | وبصراحه لم أكن أكثر سعاده |
Hiçbir şey beni daha mutlu edemez. | Open Subtitles | لا شئ سيجعلنى أكثر سعاده |