Ve bence birçok şekilde dayanıklılık fikri sürdürülebilirlik fikrinden daha yararlı bir kavram. | TED | وأعتقد ، في نواح كثيرة ، أن فكرة المرونة هي مفهوم أكثر فائدة من فكرة الاستدامة. |
Tatlıdan daha yararlı bir şeyler bulmayı ümit ediyordum. | Open Subtitles | أنا آمل العثور على شيء أكثر فائدة من الحلويات |
Dediğim şu ki, bir birleşme satın almadan daha yararlı olabilir diye düşünüyorum. | Open Subtitles | ما أعنيه هو أنني أعتقد أن الاندماج قد أن يكون أكثر فائدة من عملية استحواذ. |
İçindeki aletler muhtemelen doktorun kendisinin çok daha faydalı olacaktır. | Open Subtitles | الأدوات بداخلها ستكون مفيدة ربما أكثر فائدة من الطبيب نفسه |
Bunu kullanarak buraya geri geleceğim ve beyin lazeri yapmaktan daha faydalı olan bir şey göstereceğim. | TED | لذلك، باستخدام الضوء الأحمر سأعود هنا وأريكم شيئًا أكثر فائدة من إحداث أشعة ليزر في الدماغ. |
Patates çuvalı kardeşinden daha yararlı olmaya ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك أن تكون أكثر فائدة من أختك الشبيهة بكيس البطاطس؟ |
Çikolatadan daha yararlı ne var? | Open Subtitles | ما هو أكثر فائدة من الشوكولاته؟ |
Bankaları sahiden boşalttı ise sağ kalması ölmesinden daha faydalı olabilir. | Open Subtitles | لو أنه من قام بسرقة كل تلك البنوك فقد تكون حياته أكثر فائدة من موته |
Yaşayanlardan daha faydalı olabilirler belki. | Open Subtitles | يمكنهم أن يكونوا أكثر فائدة من الأحياء. |
İsviçre çakısından faydalı. | Open Subtitles | أكثر فائدة من سكين سويسري. |