Sence kim daha yakışıklı? Ben mi, bu adam mı? | Open Subtitles | فمن تظن إذاً أنه أكثر وسامة أنا أم هذا الفتى |
Biraz daha yakışıklı olsaydınız, Doktor bu bir suç olurdu. | Open Subtitles | لو كنت أكثر وسامة يادكتور لكانت تلك جريمة |
Ayrıca boğayı şaşırtan mı yoksa bıçaklayan mı daha yakışıklı karar veremedim. | Open Subtitles | ولا أعرف من أكثر وسامة ، الرجل الذي يخرج الثور أم الذي يطعنه |
Gerçek hayatta daha çekici, daha yakışıklısın. | Open Subtitles | أنت أكثر وسامة وسحر على الطبيعة |
Ben ondan çok daha yakışıklıyım. | Open Subtitles | أنا أكثر وسامة منه |
İşlemlerinizi yapması için bir hemşire gönderirim. Kâğıt işiyle uğraşamayacak kadar yakışıklıyım ne de olsa. | Open Subtitles | سأحضر ممرضة لتسجلها بالمستشفى أنا أكثر وسامة من القيام بتلك الأعمال الورقية |
Lafımı balla keseyim. Şunu söylemem lazım, sizler yüz yüze milletin bildiğinden çok daha yakışıklıymışsınız. | Open Subtitles | و لكني دعوني أقاطع نفسي يجب أن أقول أنكم أكثر وسامة |
Neden gittikçe daha yakışıklı oluyorsun? Bu benim gergin hissetmeme neden oluyor. | Open Subtitles | لماذا كونك تصبح أكثر وسامة يجعلني عصبية ؟ |
Tazı'dan daha iri olacaksın. Ama çok daha yakışıklı. | Open Subtitles | ستكون أضخم من كلاب الصيد ولكن أكثر وسامة |
daha yakışıklı olduğu için değilse tam olarak bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف بالضبط ، إلا إذا كان لأنهُ أكثر وسامة |
Merle "hayır" deyince de sandalyeyi çekiyor ve çok daha genç ve çok daha yakışıklı bir adamın yanına oturuyor. | Open Subtitles | يقول لا , و من ثم تحمل المقعد و تجلس بجانب شاب أكثر وسامة |
Merle "hayır" deyince de sandalyeyi çekiyor ve çok daha genç ve çok daha yakışıklı bir adamın yanına oturuyor. | Open Subtitles | يقول لا , و من ثم تحمل المقعد و تجلس بجانب شاب أكثر وسامة |
Bütün gün bu aynaya bakıp durdum ve sanırım artık her zamankinden daha yakışıklı ve çekici olduğumu düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أنّي أكثر وسامة وجاذبيّة مِن المعتاد |
Zaten gözlüksüz daha yakışıklı oluyorsun. | Open Subtitles | "على أية حال يا "ديفيـد تبدو أكثر وسامة بدونها |
Hanginizin daha yakışıklı olduğuna bir türlü karar veremiyorum. | Open Subtitles | -بالطبع يا عزيزتي لم أستطيع أبداً أن أجزم أيكما أكثر وسامة |
En iyi arkadaşım bir defasında demişti ki daha yakışıklı olsaydın, bu suç olurdu. | Open Subtitles | ... أتعرف أن أعز صديقاتي قالت ذات مره أنك لو كنت أكثر وسامة ، لكانت تلك جريمة |
Çocuğunuz benim çocuğumdan daha yakışıklı olacak. | Open Subtitles | أبناؤك سيكونون أكثر وسامة مني. |
Metot oyuncusu olduğumu ve kendimden daha yakışıklı bir adamı canlandıracağım sıradaki filmim için estetik ameliyat olmak zorunda kaldığımı söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها إنني "ممثل متقمص" وكان عليّ أن أقوم بجراحة تجميلية للعب دور جديد لرجل أكثر وسامة مني |
Sabrina'yı senden çok daha çekici birinden çalmana zaten yardım ettik. | Open Subtitles | في سرقتها من رجلٌ كان أكثر وسامة منك |
Şimdi daha yakışıklıyım. | Open Subtitles | أنا أكثر وسامة الآن |
O kadar yakışıklıyım ki bana zararı dokunuyor. | Open Subtitles | أنا فقط أكثر وسامة مما ينبغي |
Bana resmi gösterip "Gençken daha yakışıklıymışsınız "Bay Makhmalbaf" dediler. | Open Subtitles | أرونيالصورة.. وقالوالي: " لقد كنت أكثر وسامة.. |