| Polis iki silahlı adamın okul içinde öldürüldüğünü onayladı. | Open Subtitles | الشرطة أكدت أن الرجلين المسلّحين كليهما لقيا حتفهما بداخل المدرسة |
| Polis iki silahlı adamın okul içinde öldürüldüğünü onayladı. | Open Subtitles | الشرطة أكدت أن الرجلين المسلّحين كليهما لقيا حتفهما بداخل المدرسة |
| O, büronun gizli muhbirinin Raymond Reddington olduğunu onayladı. | Open Subtitles | أكدت أن المُخبر السري الموثوق به لدى المكتب الفيدرالي كان " ريموند ريدينجتون |
| Araştırmalarımız Issa Karpov'un, Çeçen cihatçıların bir Salafi militan grubuna mensup olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | تحقيقاتنا أكدت أن عيسى كاربوف عضو في مجموعة سلفية متشددة من الجهاديين الشيشان |
| Abby, Kersey'in bodrumunda bulduğunuz kağıdın bir bina planı olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | آبى أكدت أن الورق الذى وجدناه فى قبو كيرسى كان جزء من مخطط بناء |
| Balistik merminin 0.5 kalibrelik olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | القذائف أكدت أن الرصاصات من "نوع 50 "كليبر |
| Taksi durağı, Gilroy'un o gece taksiye bindiğini onayladı. | Open Subtitles | حسناً، خدمة سيارت الاجرة بالعاصمة أكدت أن (غيلروي) أخذت إحدى سياراتهم تلك الليلة. |
| Rosario'un komşusu onayladı. Bebek onunla kalıyormuş. | Open Subtitles | جارة (روزاريو) أكدت أن الطفلة كانت تمكث بمنزلها |
| Hava yolu birinin Holt'un biletiyle uçağa bindiğini onayladı. | Open Subtitles | الخطوط الجوية أكدت (أن شخصا ما يحمل تذكرة (هولت صعد الى الطائرة |
| Teyptekinin onun sesi olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | لقد أكدت أن إنه كان صوته |
| Ama DNA kanıtları saldırıda ölenlerden birinin gerçekten David olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | لكن أدلة الحمض النووي أكدت أن أحد الضحايا في هجوم الطائرة بدون طيار (كان في الواقع (دافيد |