Geçen sefer, yanında başka bir kız vardı. Onu yedi, galiba. | Open Subtitles | المرّة الماضية , كان مع فتاة مختلفة , أظن أنه أكلها |
Kapan kendiliğinden kapandı, zeytin fırladı ve o da yedi. | Open Subtitles | الفخ أُغلق وحده فطارت الزيتونة وهو أكلها |
O biri yemek gerekir ve sosisli bir numara idi. | Open Subtitles | مضرة و لا يجب أكلها و كانت النقانق رقم واحد |
Bu ayın sonunda, beslenme uzmanlarının toplam sekiz yılda yememizi tavsiye ettikleri kadar McDonald's'dan yemek yemiş olacağım. | Open Subtitles | في نهاية هذا الشهر أكلت الكثير من ماكدونالدز كمية كبيرة يمكنني أكلها في 8 سنوات |
İçeri getireyim mi yoksa hepsini ben mi yiyeceğim? | Open Subtitles | هل أقوم بإدخالها ؟ أو هل أكلها ؟ |
Daha sonra arabada yiyebilirsin. | Open Subtitles | خذيها معكِ. بإمكانكِ أكلها لاحقاً في العربة |
Cidden Dawn, kaç kase kahvaltı gevreği yemeyi düşünüyorsun? | Open Subtitles | بصراحة، داون كم عدد أطباق الحبوب التي تنوين أكلها |
Verdiği raporda köpeğinin yediğini iddia etmiş. | Open Subtitles | في تقرير الحادثة ادعى بأن كلبه أكلها |
Bahse girerim o bir sandviç yaptı ve de berbattı ama o gene de sandviçi yedi. | Open Subtitles | أراهن أنها أعدت له شطيرة لم تكن جيدة لكنه أكلها على أية حال |
İçeriye girdi, doğruca büyükanneye gitti ve onu yedi. | Open Subtitles | دخلإلىالمنزل, و ذهب إلى الجدة مباشرة و أكلها |
Şuradaki ren geyiği diğer taraftakinin suratına kakasını yaptı ve diğeri de kakayı yedi. | Open Subtitles | هذا الرنة نوعا ما تغوط في وجه الرنة الآخر و. والرنة الآخر أكلها |
sosum biraz iğrençti, yine de yedi. | Open Subtitles | صلصة الشيبس كانت مقززه بعض الشيء ومع ذلك أكلها |
Pasta almıştım ama takside yedi. | Open Subtitles | لقد أحضرت كعكة لكنه أكلها في سيارة الأجرة. |
Sevgilim yine beslendi. Ama aslında ne yemek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | صغيري أصبح يأكل مرة أخري ولكني أعرف من التي يريد حقاً أكلها |
İnsanlar, McDonald'sı , onlara yemek sattığı için dava ediyor ve çoğumuz bu yemeklerin sağlığımız için iyi olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | الناس اعتادت تناول طعامها من هذه المطاعم السريعة التي نعلم أن أكلها غير صحي بالمرة |
Bugsy, bütün marshmallowları yemiş gibi görünüyor, bize hiç kalmamış gibi. | Open Subtitles | بالحديث عن الحلويات يبدو أن بغزي أكلها جميعها |
Müyhiş, kendim yemek yapıp sonra da yiyeceğim. | Open Subtitles | رائع ، سأطبخها و أكلها |
yiyebilirsin, dokuyabilirsin, giyebilirsin. | Open Subtitles | ، تستطيعين أكلها أنتِ من نسجها وإنتِ من سيرتديها |
Bana, yemeyi sevdiği güzel yemeklerden bahsetmeyi severdi. | Open Subtitles | كانَ يخبرني دائماً عن الأطباق الفاخرة التي يحب أكلها |
Ve dört dakika sonra yediğini unutan biri. - Kes sesini! | Open Subtitles | ثم ينسى بعدها بأربع ثواني أنه أكلها |
Striptizci kız utancından gizlice yemek yemeye çalışıyor. | Open Subtitles | متعرية محلية و محاولتها لإخفاء أكلها السري |
Ama yiyemem, çünkü yersem kilo alıyorum. | Open Subtitles | ولكني لا أستطيع أكلها لأني عند ذلك سأصبح سمين |
Bırak da ben tatlıyı yapma konusunda endişeleneyim sen de onu Yeme konusunda endişelen, tamam mı? | Open Subtitles | لذا دعني أقلق حيال تحضيرها و اقلق أنت حيال أكلها, حسناً؟ |
- Belki de bir ayı yemiştir. - Ne? | Open Subtitles | لربما أكلها دب ماذا؟ |
Günlerce yiyebilirim buları! Daha ne kadar bunu yapmaya devam edecek? | Open Subtitles | يمكنني أكلها لأيام إلى متى سيستمر هذا الرجل؟ |
Biliyorum bunu şimdi yiyemezsin, bu yüzden sevgiyle bunu alnına koyuyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك لن تستطيع أكلها الآن، لتجنبنا كل هذه المأساة المروعة أعرف أنك لن تستطيع أكلها الآن، |