| Bu hayali gerçekleştirecek teknolojik devrimin bir parçası olacağımı bilmiyordum. | TED | ولم أكن أعلم أنني سأكون جزءا من ثورة تكنولوجية ستجعل هذا الحلم حقيقة. |
| Böyle dokunaklı bir şey yazabileceğimi bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنني أستطيع كتابة شيء مؤثر للغاية. |
| Çocuk olduğumu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنني طفل كل يوم نفس التفاهات |
| Seni mağaraya gömdüğümde çocuğum olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنني حبلى بطفل عندما دفنتك في ذاك الكهف. |
| Kocam öldüğünde hamile olduğumu bilmiyordum. | Open Subtitles | حسنًا، لم أكن أعلم أنني حامل عندما مات زوجي. |
| Aşık olduğum zaman ona söyleyecek cesaretimin olamayacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنني وقعت بالحُب، ولم تكن لديّ الشجاعة لإخبارها. |
| Ben genç bir çocukken düşünme şeklimin farklı olduğunu bilmiyordum. | TED | الآن , عندما كنت صغيرة لم أكن أعلم أنني أفكر بشكل مختلف . |
| Ama Tanrım, bu sümüklü, mızmız, ıslak canavarın zincirini çözeceğimi bilmiyordum. | Open Subtitles | لكنني لم أكن أعلم أنني سأطلّق هذا الوحش المبلل الذي يتمسّك بي طوال الوقت! |
| - Ayağa kalkana kadar vurulduğumu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا لم أكن أعلم أنني أصبت حتى وقفت |
| "Kendine güzel bir şeyler al, seni vurduğum için özür dilerim dolu olduğumu bilmiyordum." | Open Subtitles | "اشتر نفسك شيئا لطيفا. " آسف أنا أطلق النار عليك. لم أكن أعلم أنني تم تحميلها. " |
| Üzgünüm, senin evinde kaldığımı bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا آسفة لم أكن أعلم أنني أقيم في شقتك |
| Burger King bana söyleyene kadar kızarmış tavuk istediğimi bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنني أريد أصابع دجاج مقلية إلى أن أخبرني "برغر كينغ" بذلك. |
| "Senin muhitinde olduğumu bilmiyordum" dedi. | Open Subtitles | فقل "لم أكن أعلم أنني في حيك يا رجل" |
| - Saraya çağrıldığımı bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنني مدعوة للقصر |
| Woge yapmam gerekeceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | إنني لم أكن أعلم... أنني كنت سأضطر إلى القيام بالـ(فوجـا)! |