düşünmüyordum. Giderken yolda düşündüm ve asıl pataklamam gereken kişinin sen olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | لم أكن أفكر لكن خلال طريق العودة أدركتُ تماما بأنه يجب أن أركلّ مؤخرتك |
Tüm dikkatim karşımdaki testlerde olmalıydı ama ilk kez kendi durumumu düşünmüyordum. | Open Subtitles | كل تركيزى كان من المُفترض أن ينصب على الأختبار الذى أمامى ,و لكن للمرة الأولى لم أكن أفكر بشأن حالتى |
Seninle konuşmak istedim, hepsi bu. Bunları düşünmüyordum. | Open Subtitles | أردتُ أن أتحدث معكِ ، هذا كل ما في الأمر لم أكن أفكر |
O an, yaptığım şeyin anlamsız olduğunu anlamalıydım ama pek sağlıklı düşünemiyordum. | Open Subtitles | كنت لأعرف وقتها أنه لايمكنني ذلك لكن لكنني لم أكن أفكر بوضوح |
Ve Steve Gullans'la beraber yazmaya başladığımda bunu düşünmemiştim. | TED | ولم أكن أفكر في هذه حين بدأنا في الكتابة أنا و ستيف جالانس. |
Aklımdan orada bir müzakere olduğu hiç geçmemişti. | Open Subtitles | .. لم أكن أفكر في السابق عندما كان أحدهم يسألني ولكن ذلك كان أشبه باستجواب |
Ve olan biten gerçekten bir kâbus gibi ve ben düşünemedim. | Open Subtitles | و قد كان أمراً سيئاً جداً و أنا لم أكن أفكر |
İnanması zor biliyorum Owen, ama seni düşünmüyordum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا صعب التصديق يا أوين ، لكنني لم أكن أفكر بك |
Bilmiyorum, etrafta çok fazla insan vardı, gerçekten düşünmüyordum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف، كان هناك الكثير من الناس حولها، لم أكن أفكر حقا. |
Yakın zamanda gitmeyi düşünmüyordum. | Open Subtitles | حسنًا، لم أكن أفكر في المغادرة في أي وقت قريب. |
Burada, yatağının yanında dururken aldığın paraları veya söylediğin yalanları düşünmüyordum. | Open Subtitles | تعلمين، عندما كنت أقف قبالة سريرك لم أكن أفكر حول المال الذي اخدتي أو الأكاذيب التي قلتيها لي |
İşin aslı, o çocuğu kurtardığımda düşünmüyordum. | Open Subtitles | الحقيقة هي، أنني لما انقذت ذلك الصبي لم أكن أفكر |
O zaman zaten bir aile kurmayı düşünmüyordum. | Open Subtitles | ولم أكن أفكر وقتها بإنشاء عائلة على أية حال |
Geç saatte ayakta olduğum için doğru düşünemiyordum, bir önerge üzerinde çalışmaya başladım. | TED | ولأنني كنت مستيقظاً لوقتٍ متأخر ، لم أكن أفكر جيداً ، وبدأت العمل على مرافعة. |
Net düşünemiyordum, ama bırakın ben deneyeyim. | Open Subtitles | لم أكن أفكر جيداً .لكن دعنى أجرب هذا يمكننى فعل ذلك |
O an, yaptığım şeyin anlamsız olduğunu anlamalıydım ama pek sağlıklı düşünemiyordum. | Open Subtitles | كان علي أن أعلم أن ما فعلته كان بلا هدف أنا بالفعل لم أكن أفكر جيدا |
Yaşamımın böyle günlük ızdırap olacabileceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أفكر بأن الحياة قد تكون معاناة بشكل يومي |
Aklımdan bile geçiriyor değildim. | Open Subtitles | لم أكن أفكر بالأمر إطلاقاً |
Özür dilerim, her şeyi batırdım. düşünemedim. | Open Subtitles | أنا أسف يا أصدقاء , لقد أخفقت لم أكن أفكر |
Çok özür dilerim ya. Aklım başımda değildi. Boku yedim ben. | Open Subtitles | أنا آسف جداً، لم أكن أفكر أنا في حال يرثى لها |
Ben, sekiz yaşında Stalingrad'ı savunurken kendimi düşünmedim. | Open Subtitles | حين كنت في الثامنة من عمري , أدافع عن الثمرة لم أكن أفكر بنفسي |
Bunun çok aptalca olduğunu fark ettim. Düşünmeden hareket ettim. | Open Subtitles | .لاحظت بأن هذا أمر غبي للقيام به .لم أكن أفكر |
Yıllardır geleceği düşünmüyorum. Daha çok anı yaşayanlardandım. | Open Subtitles | لا أعلم , لسنوات لم أكن أفكر بالمستقبل كنت أحيا اللحظة فقط |