İşten çıkana kadar yağmur yağdığından bile haberim yoktu. | Open Subtitles | لم أكن اعلم انها تمطر حتى انتهيت من عملي |
İyi süremediğini biliyordum ama okuyamadığından haberim yoktu. | Open Subtitles | كنت اعلم بإنك لا تجيد القيادة ولكنى لم أكن اعلم بأنك لا تجيد القراءه |
Kırış buruş olmuşsun dostum. Converse' in kilise ayakkabısı yaptığından haberim yoktu. | Open Subtitles | لم أكن اعلم انهم يسمحون بإرتداء احذية الكنيسة بالخارج |
- Felsefi konuştuğumun farkında değildim. - Babam acayip etkilendi. | Open Subtitles | . لم أكن اعلم أننى اتفلسف - . لقد تأثر أبى بفظاعة - |
- Felsefi konuştuğumun farkında değildim. - Babam acayip etkilendi. | Open Subtitles | . لم أكن اعلم أننى اتفلسف - . لقد تأثر أبى بفظاعة - |
Yani, o kadar özel olduğunun farkında değildim. | Open Subtitles | لم أكن اعلم أنها خاصة لهذه الدرجة |
Arkadaşlarını getireceğinden haberim yoktu. | Open Subtitles | فلم أكن اعلم أنكي ستحضري خليلاتك |
- İlk sefer haberim yoktu. - Peki şimdi? | Open Subtitles | لم أكن اعلم ذلك في المرة الأولى. |
Uzağı göremediğinden haberim yoktu. | Open Subtitles | لم أكن اعلم انك تعانين من قصر النظر |
Hadi canım, benim haberim yoktu. Normal görünüyordu. | Open Subtitles | حسنا , لم أكن اعلم هو يبدو طبيعي . |
- Carlos lütfen, parayı iade edeceğim. haberim yoktu. | Open Subtitles | "كارلوس" رجاء ، سأعيد المال لم أكن اعلم |
Bu çiçeklerin özel özelliklerinin olduğundan haberim yoktu, Stoick. | Open Subtitles | حسنًا، لم أكن اعلم (ستويك) بأن هذه الزهور لديها خصائص خاصة |
Onun burada olacağından haberim yoktu. | Open Subtitles | لـم أكن اعلم أنها ستكون هنـا. |
Burada olacağının farkında değildim... | Open Subtitles | امم لم أكن اعلم |