Belki onlar kadar zeki değildim, ama en azından onlar kadar konuşkandım. | TED | ربما لم أكن على نفس الدرجة من الذكاء ولكن على الأقل على نفس المستوى من الثرثرة. |
Amerika'da olan salgın hastalıklardan haberdar değildim. | TED | لم أكن على علم بأي مشاكل وبائية في امريكا. |
Aslında, Amerika'da olup biten hiçbir sorunun farkında değildim. | TED | في الواقع، أنا لم أكن على علم بأي مشاكل في أمريكا. |
Güzellik uykumu siyasi bir gösterinin bozmasına henüz hazır değildim. | TED | لم أكن على استعداد لجعل حيلة سياسية تعارض نومي. |
Seni uyarmalıyım. Son zamanlarda pek kendimde değilim. | Open Subtitles | يجدر بي تحذيرك، لم أكن على طبيعتي مؤخّراً |
Gogol festivali için hazır değildim. | Open Subtitles | وبعدها لم أكن على استعداد لمهرجان غوغول. |
Biliyor musun, o gün pek kendimde değildim. Bir sorun mu var? | Open Subtitles | أتعلم، إنني لم أكن على طبيعتي ذلك اليوم هل هناك مشكلة؟ |
Ama o sırada plajın yakınında bile değildim | Open Subtitles | ولكنى لم أكن على الشاطئ عند حدوث ما قد حدث, |
Ben bu olayın bir parçası değildim ama olup bitene şahit oldum. | Open Subtitles | لم أكن على معرفة تامة بتلك المعلومات لكنني كنت شاهدة عيان على ما كان يحدث |
Fakat denizde hâlâ çok balık vardı ve oltamı rafa kaldırmaya hazır değildim. | Open Subtitles | لكن لا يزال هناك الكثير من السمك في البحر، ولم أكن على استعداد لشنق بلدي مربع معالجة. |
Beni tanımıyorsun, bana inanmak zorunda da değilsin, ama bugün oradaki gerçek ben değildim. | Open Subtitles | اسمع يارجل , أنت لا تعرفنى و ليس من الضروري أن تَصدقُني لكننى لم أكن على طبيعنى اليوم |
Kıyafet serbestliğinin olduğundan haberdar değildim. | Open Subtitles | لم أكن على علم بأن ارتداء الملابس شئ اختيارف |
Bu gece balkonda değildim.Aşağıdaydım. | Open Subtitles | لا لم أكن على الشرفة كنت في الطابق السفلي طوال الوقت |
Bu gece balk onda değildim.Aşağıdaydım. | Open Subtitles | لا لم أكن على الشرفة كنت في الطابق السفلي طوال الوقت |
Hayır, bir kez öldürdüm ama o zaman kendimde değildim. | Open Subtitles | بلىذاتمرة.. و لكنـّي لمّ أكن على طبيعتى. |
O zamanlar kendimde değildim. Pişmandım. Babama, kardeşime yaptıklarım. | Open Subtitles | لم أكن على طبيعتي آنذاك، كنتُ مُعترى بالذنب، بسبب ما فعلته بأبي. |
Dün emin değildim, test yaptım. Şimdi eminim. | Open Subtitles | أمس لم أكن على يقين لكني فحصت الآن أنا على يقين |
Ama işin garibi bunlar olurken ben deprem olduğunun farkında bile değildim. | Open Subtitles | لكن الأمر هو ، حين حدث هذا لم أكن على علم ان هناك زلازل |
- İkimiz de yorgunduk. - Aynen. Ayrıca pek seksi falan da değildim. | Open Subtitles | إضافة إلى أنني لم أكن على طبيعتي الجنسيه |
İtiraf etmeliyim ki röportaj isteğinize dek yaptığınız işten haberdar değildim. | Open Subtitles | عليّ أن أقرّ، أنني لم أكن على دراية بعملك حتى تلقيت طلب لمقابلتك إياي |
O kız bana ne yaptı bilmiyorum ama o zamandan beri kendimde değilim. | Open Subtitles | لا أعلم ما الذي فعلته تلك الفتاة لي لكني لم أكن على ما يرام بعدها |