Başkan olduğumda bu ada sadece bir iki kulübe ve bir kamp alanından ibaretti. | Open Subtitles | لقد كنت عُمدة هذه الجزيرة منذ أن كانت مخيم وبِضع أكواخ. |
Çorak buz örtüsünün ortasında altı adet tahta kulübe. | Open Subtitles | ستة أكواخ خشبية وسط الغطاء الجليدي القاحل |
Düşünce bu zaten. Ve buraya, Sahilde kulübeler inşa edebiliriz. | Open Subtitles | تلك هي الفكرة ، وبالأسفل هنا يمكننا بناء أكواخ شاطئية |
Uyuşturucu satıcılarının kulübeleri. Burada kokain yaparlar. | Open Subtitles | إنها أكواخ تجار المخدرات هنا يصنعون الكوكايين |
Son adresi Crest Cottages'da. | Open Subtitles | أخر عنوان معروف له هو في أكواخ كريست |
Bu kuyular vadinin dört bir yanındaki barakalarda bulunur. | Open Subtitles | تلك الآبار موجودة في أكواخ في جميع أرجاء هذا الوادي. |
Ben küçükken yazın böyle küçük kulübelerde kalırdık.. | Open Subtitles | أعتدنا أن نقيم في أكواخ صغيرة مثل هذا عندما كنت طفل |
Carmel'da kulübelerini çok sevdiğin şu yeri hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تذكرين المكان الذي تحبينه في كرمل الذي فيه أكواخ |
M.Ö. 2,000'e kadar insanlar alt sınıf barakalardan heybetli anıtlara geçtiler. | Open Subtitles | بحلول عام 2000 قبل الميلاد، مضى البشر من أكواخ متواضعة، لصروح عملاقة. |
Etrafta sadece kulübe ve tatil evleri var. Hiçbir yere giremezler. | Open Subtitles | النطاق كلّه أكواخ وبيوت للإجازات لا يمكنهم دخول أيّ مكان |
Köyde birkaç küçük kulübe vardı | Open Subtitles | القرية عبارة عن بضعة أكواخ فقط. |
Bu hatta bir sürü kulübe yapabilirsiniz, ve içerilerine yerleştirirsiniz. | Open Subtitles | .. يمكنك بناء عدة أكواخ في كل صف ! و توضع بعض الحصائر بداخله فقط |
Hiçbir kulübe olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه لم يكن هناك أي أكواخ |
- Parkta kulübe var mı? | Open Subtitles | -هل يوجد أكواخ في المنتزة؟ |
Burada bir sürü kulübeler ve yazlık evler vardı. | Open Subtitles | -متى؟ هناك العديد من أكواخ والمنازل الصيفية. |
Yani bu bir toplantı odası olarak kullanılan minibüs bizim IDEO'daki bir binamızda olduğu gibi- veya Pixar'daki animatörlerin calıştığı tahta kulübeler ve süslenmiş mağaralar olabilir. Ya da Googleplex'teki gibi, ünlü kum voleybol sahaları, ve hatta üzerinde pembe filamingoların olduğu bu muazzam dinazor iskeleti. | TED | سواء أكانت غرفة اجتماعات في باص الصغير كالتي لدينا في إحدى أبنيتنا في IDEO، أو في Pixar حيث يعمل المصممون في أكواخ خشبية وكهوف مزينة. أو في مجمع غوغل Googleplex، كما تعلمون، الذي يشتهر بملاعب كرة الشاطئ الطائرة الخاص به وحتى الهيكل العظمي الهائل لديناصور عليه طيور الفلامينغو الوردية. |
O bölgede silah ve erzak bulabilecekleri eski ve gözlerden uzak kamp alanları ve av kulübeleri var. | Open Subtitles | ثمة معسكرات هامشية و أكواخ صيد في هذه المنطقة حيث يمكنهم الحصول على ،الأسلحة والمؤن |
O tarafa da, Ondol kulübeleri yapabilirsiniz... | Open Subtitles | يمكنك بناء صف من أكواخ الأوندول" الساخنة هنا |
Crest Cottages, Floyd'a-- | Open Subtitles | فلويد ورث أكواخ كريست منه و ثم |
- Gezegendeki insanlar mızrak kullanıyorlar ve çamurdan barakalarda yaşıyorlar.Yani onların bununla bir ilgisi olamaz. | Open Subtitles | -{\pos(192,185)} -حسناً، شعب ذلك الكوكب يعيشون في أكواخ من الطين{\pos(192,185)} وبالكاد يستخدمون النبال |
Bu olaydan kısa bir süre sonra, Blue Cut tren soyguncularının dördü Glendale yakınlarındaki kulübelerde yakalanıp tutuklandı. | Open Subtitles | بعد ذلك بقليل ، أربعة من لصوص " قطار منطقة " الشقّ الأزرق قُبض عليهم في " أكواخ بالقرب من " جليندال |
Sonra, zincirler içinde dönüp bakınca köyümün kulübelerini yaktıklarını gördüm. | Open Subtitles | .... لاحقًا، وأنا مكبلة، نظرة للخلف ...وجدتهم يحرقون أكواخ قريتي |
Eski kasaba tahta barakalardan ve ahşap binalardan oluşuyorken güney tarafı modern bir merkez olan çelik ve betondan oluşuyordu. | Open Subtitles | المدينه القديمه منها تتكون من أكواخ و مبـانى خشبـيه، وهـذه فـى الجنـوب وسط المدينه كان كأى مدينه معاصره كـتـل مـن الـحـديـد و الـخـرسـانـه |
Köyün girişinde patikanın sonunda 3 tane tütsüleme kulübesi var. | Open Subtitles | عند مدخل القرية.. يوجد طريق سفلي، يوجد به ثلاثةُ أكواخ. |