ويكيبيديا

    "أكوام" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yığınları
        
    • yığın
        
    • yığınlarının
        
    • yığını
        
    • yığınla
        
    • kümeler
        
    Kaya yığınları dağ boyutuna ulaştığında çekim gücü süreci hızlandırır. Open Subtitles عندما وصلت أكوام الصخور لحجم الجبل تسرّع الجاذبية هذه العملية
    Ve büyük yaprak yığınları gibi görünen şey aslında iki tek yaprak. Sert çöl ikliminin etkisiyle zamanla parçalara ayrılmış. TED و مايبدو و كأنه أكوام من الأوراق هو في الحقيقة عبارة عن ورقتين فقط تمزقت إلى أجزاء بفعل الأحوال الصعبة للصحراء
    Böylece bir yığın veriyi analiz ettikten sonra keşfettiğimiz şey şuydu; işsizlik ve sefalet 2011 Arap ayaklanmalarının tek sebebi değildi. TED إذن بعد تحليل أكوام من البيانات، ما اكتشفناه كان هذا: البطالة والفقر لوحدهما لم يؤديا للانتفاضات العربية في 2011.
    En sonunda yakılana dek bu atıklar şeker fabrikasının yanında bir yığın olarak bekliyorlar. TED هناك فقط أكوام منه بجانب مطحنة السكر حتى يحرقوها في النهاية.
    Köylüler tezek yığınlarının içinde boyanmış botlarıyla dikilecekler. Open Subtitles سيقف الفلاحين على أكوام الروث لابسين أحذية لمّاعة.
    Benim gibi 30 yılı aşkın süre, gübre yığını içinde yaşarsan her şeyin riskli olduğunu öğrenirsin. Open Subtitles عندما تعيش في أكوام السماد هذه لأكثر من ثلاثون عام كما كنت فستعرف أن كل شيء محفوف بالخطر
    Polisler evini basıp, malafatını tokatlayan adamların yığınla DVD'sini bulmuşlar. Open Subtitles داهمت الشرطة منزلة وعثروا على أكوام من الشرائط لأشخاص يسمنون
    Daireler çizerek yürüdüğünüzü; kar yığınları arasındaki bacaklarınızın ağırlığını; rüzgarda kaybolan yakarışlarınızı bile bilmezsiniz. Open Subtitles ولا تعرف أنك تمشي في دوائر وثقل سيقانك في أكوام الثلج إختفاء صيحاتك في الريح
    Kadın her şeyi saklıyormuş. Posta yığınları dahil. Open Subtitles .لقد احتفظت بكل شيء أكوام من البريد أيضاً
    Çöp yığınları şehirde bir salgın hâlini aldı. Open Subtitles أكوام القمامة أصبحت كارثية جداً في المدينة
    Neyse ki, yakınlarda Octavia'nın ürettiği uçan-blok olarak adlandırılan, havada durabilen taş yığınları köprü için gerekli bileşenleri oluşturuyor. TED لحسن الحظ، توجد أكوام من الحجارة العائمة جانبًا كمكونات للجسر... مُخترعة من قبل أوكتيفيا بحد ذاتها... تدعى الأحجار العائمة.
    Yirmi yıl öncesinden kalma gazete yığınları var. Open Subtitles أكوام من الصحف القديمة منذ عشرين سنة
    Değerli taş yığınları gibi mesela? Open Subtitles مثل أكوام كبيرة من المعادن الثمينة؟
    Ölmüş bir yığın insan. Open Subtitles دوف باسيكوفتش يهودى مجرى أكوام هائلة من جثث الموتى
    Yarım metreden fazla kalınlıkta bir yığın kağıt, Open Subtitles أكثر من سُمك قدمين ،من أكوام الورق الضخمة
    Ve itiraf etmeliyim ki, sınıflandırılmamış bir yığın postam ve üzerinden geçmediğim bir yığın e-postam var. TED ويجب أن أعترف أنه لا يزال لدي أكوام من البريد التي لم أقم بفرزها بعدُ وأكوام من رسائل البريد الإلكتروني التى لم أطلع عليها
    Ve Barnacle'lar oldukça ve bunu kağıt yığınlarının altına gömdüğü sürece olmaz. Open Subtitles ويجب أن ينظر إليه العالم أجمع وهم يدفنونه تحت أكوام الورق.
    Büyük çöp yığınlarının içinde oturuyorlar. Open Subtitles يجلسون على أكوام من القمامة
    Molozlardan oluşan orantısız bir kazık yığını minyatür bir dünyaya dönüşür. Open Subtitles أكوام غير متناسبة من الحطام تحوّلت لعالم مصغَّر
    Ve birinin yığınla para kazanmak için kendi firmasını kurduğunu öğreniyorum. Open Subtitles والآن يوظفني شخص أسس شركته الخاصة لأجل أكوام من المال؟
    Parçalara ayırıp düzgün kümeler halinde bırakmak gerekiyor. Open Subtitles كنت من المفترض أن تفكيكه وترك الأمر في أكوام أنيق.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد