Deneyler; elektromanyetizma, güçlü kuvvet ve zayıf kuvvet için haberci parçacıkların bulunmasıyla bu öngörüleri doğruladı. | Open Subtitles | التجارب أكّدت هذه التنبُّؤات باكتشاف الجزيئات المرسلة للكهرومغناطيسية, |
Testler karın ağrısının karaciğer yetmezliğinden kaynaklandığını doğruladı. | Open Subtitles | أكّدت الفحوصات بأنّ الألم البطني كان سببه فشل الكبد |
Bomba ekibimiz, düzeneğin uzaktan tetiklendiğini doğruladı. | Open Subtitles | فرقة المتفجّرات أكّدت أنّ القنبلة تمّ تنشيطها بواسطة جهاز للتحكم عن بعد |
Kaynaklarım bunu çoktan onayladı, yani gerçeği inkâr etmenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | ,مصادري قد أكّدت هذا بالفعل لذلك لا فائدة من إنكار الحقيقة |
- teyit edin, kapatıyoruz. - Kapatın. Üsse dönün. | Open Subtitles | ـ أكّدوا من فضلكم، أوقفت أجهزة الأسلحة ـ أكّدت الأوامر، سنعود إلى القاعدة وننتظر الأوامر الأخرى |
Bu sahneler Fransa ve Belçika'nın kötü bir hakimiyetten kurtarıldığını onaylıyor. | Open Subtitles | هذه المشاهد أكّدت أن فرنسا و بلجيكا كانتا قد تحرّرتا من قبضة شريّرة |
Bir sigorta şirketinin ve kuyumcunun güvenlik kameraları kaçış güzergâhlarının bu olduğunu doğruluyor ama bu noktadan sonrasını bilemiyoruz. | Open Subtitles | والكاميرات الأمنيّة من شركة التأمين ومتجر المجوهرات أكّدت أنه كان طريق الهروب، لكن من هذه النقطة، ليس لدينا شيء. |
Bana garanti etmiştin. | Open Subtitles | , لقد أكّدت لي إنّكَ ستعثر عليها |
İlki, tüm hafta boyunca şehir dışındaymış. Federal Havacılık Kurulu uçuş kayıtlarını doğruladı. | Open Subtitles | الأوّل كان خارج الولاية طوال الأسبوع قائمة وكالة الطيران الفيدرالي أكّدت ذلك. |
Kurbanın annesi telefonda duyduğuyla aynı ses olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | والدة الضحيّة أكّدت بأنّه نفس الصوت التي سمعته على الهاتف |
Telefon şirketi CBI'dan çilingir dükkânına bir arama yapıldığını doğruladı. | Open Subtitles | أكّدت شركة الهاتف للتو أنّه تمّ إجراء إتّصال من المكتب إلى محل صانع الأقفال. |
Görüntülemeler, başlangıçtaki kan testlerinin gösterdiği şeyi doğruladı. | Open Subtitles | أكّدت الفحوصاتُ ما نصّت عليه تحاليل الدماء التي أجريناها |
Cesedi gözlerimle gördüm. Adli tabip yaşını ve parmak izlerini doğruladı. | Open Subtitles | رأيت الجثة بنفسي أكّدت الطبيبة الشرعية العمر والبصمات |
Olay şimdilik yerel yetkililerin kontrolünde ama buradaki bir hemşire bir FBI ajanının da olayla ilgilendiğini doğruladı. | Open Subtitles | بطريقة ما أن ينشر بالصراصير المصابة. أما بالنسبة إلى الآن، هذه الحوادث تبقى تحت السلطة القضائية المحليّة، لكن الممرضة هنا أكّدت الذي إف. |
Test doktor House'un tanısını doğruladı. | Open Subtitles | لقد أكّدت الفحوصات تشخيص د.هاوس |
Cnbc, veraset duyurusu için basın toplantısını canlı yayınlayacağını onayladı. | Open Subtitles | أكّدت محطة سي ان بس سي الفضائية بأن إعلان الخلافة والمؤتمر سيذاع على الهواء مباشرة. |
11 aile aynı kadını onayladı. 40-50 yaşları arasında çocuğunu arayan bir kadın. | Open Subtitles | أكّدت 11 عائلة أنها المرأة نفسها عمرها من 40 إلى 50 عام تنادي أطفالها |
30 dakika önce teyit ettirdim,kimse bana tek kelime bile etmedi.. | Open Subtitles | أكّدت منذ 30 دقيقة خلت ولم يذكر مخلوق كلمة |
Resmi kayıtlara göre ülkeye girdiğini ve henüz çıkmadığını teyit ettirdim. | Open Subtitles | أكّدت الجمارك أنه دخل البلاد ولم يغادرها بعد |
Diş kayıtları onaylıyor. | Open Subtitles | أكّدت سجلاّت الأسنان ذلك |
Karısı ikisinin sadece arkadaş olduklarını doğruluyor. | Open Subtitles | أكّدت زوجته أنّهم أصدقاء جميعاً. |
Bu haberin bir anda gelmesinin sizi şaşırttığını biliyoruz ancak McCann, geçiş aşamasının olabildiğince pürüzsüz olacağına dair garanti verdi. | Open Subtitles | نعلم أن هذه الأخبار قد واتتنا على حين غرّة، لكن "ماكان" أكّدت لنا أن عملية النقل ستكون سلِسة للغاية. |