"ألمسها" - ترجمة من عربي إلى تركي

• dokunmadım
• dokunmak
• Dokunmam
• dokunma
• dokunayım
• dokunmayacağım
• sürmedim
• ellemedim
• dokunmadan
• dokunuyorum
• dokunmama
• dokunmaya
• dokunursan
• dokunmadığımı
• dokunmamıştım

Her defasında benimle dans etmek istiyor ama edemiyorum, çünkü ben dans etmeyi bilmiyorum ben ona hayattayken hiç dokunmadım.
انها تطلب مني أن نرقص دوما لكن لا يمكنني لأنني لا اعرف كيف و لأنه لم يتسنى لي أن ألمسها

7 yıldır onlara dokunmadım. Efendim, efendim. Tamam, hadi çocuklar...
أنا لم ألمسها لمدة 7 سنوات حسناً, هيا ياشباب اسمعوا

Ona asla dokunmadım. Eğer dokundu, diyorsa.
أنا لم ألمسها ..لإنه إن قالت لك إنني فعلت

Sadece heyecan vericiydi, bilirsin, dokunmak, ilk kez elbislerini çıkarması.
لقد كان مثيراً أن ألمسها والقيام بخلع ملابسها لأول مرة

Biliyorum buna Dokunmam biraz garip ama bu onun kakası ve az önce içindeydi.
أعلم انه يبدو غريبا أن ألمسها لكنها كانت لتو بداخله

Yetenek sınavında en yüksek puanı aldı ve disiplini ve sıkı çalışıyor ve sıkkın zamanında rahatlatmanın dışında ona asla dokunmadım.
بنقاط في أعلى القائمة واحد بالمئة في تلك المنطقة من انضباطها وعملها الشاق ولم ألمسها

Sana milyonlarca kez söyledim, ona dokunmadım bile.
لقد أخبرتكِ مليون ومليار مرة أني لم ألمسها

- Sıkıntı yok. Ona dokunmadım bile.
ـ لا بأس، أنّي لم ألمسها ـ ليس كذلك، لا يمكنكِ التواجد هنا

- Sorun değil, ona dokunmadım. - Asıl sorun burada olman.
ـ لا بأس، أنّي لم ألمسها ـ ليس كذلك، لا يمكنكِ التواجد هنا

Gösteri bir defa başladıktan sonra ona bir daha dokunmadım.
وما أن يبدأ العرض لن ألمسها مجددا.

Ebeveynlerimin ölümünden sonra hiçbir şeye dokunmadım.
لم ألمسها حتى منذ وفاة والديَّ

- Hemen halledeceğim. - Pekala. Yemin ederim ona dokunmadım.
لن تأخذ سوى لحظة أقسم أني لم ألمسها

Bunu korunmasız bir şekilde burada bırakmak istemiyorum ama ona dokunmak da istemiyorum.
لا أريد أن أترك هذه الصورة من دون حراسة، لكنّي لا أريد أن ألمسها أيضاً

♪ ♪ Şapkam kayganlaştırıcı gibi kokuyor ♪ ♪ Deve katliamı ♪ ♪ dokunmak bile istemiyorum ♪
♪ تنبعث من قبعتي رائحة مثل الزيت ♪ ♪ جمل الإبادة ♪ لا أريد أن ألمسها♪

- Yürütmüşsün topu işte. - Ona Dokunmam bile, umurumda değil. - Sen mi aldın?
لقد سرق كرتي ؛ أنا لم ألمسها ؛ لا يهمني ؛ أنتَ هل هي معك ؟

Hiç bir şeye dokunma!
ـ هُناك الكثير من الدماء، لن ألمسها

Neden dokunayım ki?
ولماذا قد ألمسها ؟

Ona dokunmayacağım. O yöne gitmeyeceğim.
لن ألمسها لن أمشي في هذا الطريق

- İşleri bok etmek istiyorsun, önden buyur. - Ona elimi bile sürmedim, tamam mı?
ـ إن كنت تود إفساده، فلك ذلك ـ إسمع، إنني لم ألمسها أبداً، إتفقنا؟

Ben ellemedim adamım. Ben dokunmadım.
لم ألمسها يا رجل لم ألمسها

Şimdi, bu yumurtayı, hiç dokunmadan bu bardaktan diğerine geçireceğim.
والآن، سأقوم بنقل هذه البيضة من هذا الكوب إلى ذلك الكوب دون أن ألمسها

Üstelik dokunuyorum.
فهناك الكثير منها وأنا ألمسها الآن

Sence bu yüzle ona dokunmama izin verecek bir eş mi istiyorum?
أتظن أنني وبهذا الوجه اريد زوجة تدعني ألمسها ؟

O an benden nefret ettiğine adım gibi eminim. Birşey söylemeye yada dokunmaya çalışsaydım eminim "rahat bırak beni " diye bağırırdı.
لو حاولت أن ألمسها أو أن أقول لها شيئًا, لبكت قائلة: "دعني وشأني."

Ona dokunursan yemin ediyorum seninle bir daha konuşmam.
ألمسها بسوء ، و أقسم أنّني لنّ أخاطبكَ مُجدداً.

Ona dokunmadığımı biliyorsun.
بالطبع أنت تعرف بأنني لم ألمسها

Saygımdan dolayı öldüğünden beri dokunmamıştım.
أحتراماً له لم ألمسها منذ مقتله