| O çocukla yattığı için onu suçlayamam. Demek istediğim onu çok çaresiz bırakmıştım. | Open Subtitles | لا ألومه على العبث بالفتى أنا بحالة مأساوية |
| Artık sevmediği için onu suçlayamam. | Open Subtitles | إنني لا ألومه على توقفه عن حبي. |
| Bunun için onu suçlayamam. | Open Subtitles | لا ألومه على ذلك |
| Onu bira içmeye buraya kadar sürükledim. Bu kadar sinirlendiği için onu suçlamıyorum. | Open Subtitles | أسحبه إلى هنا وأقدّم له البيرة، لا أستطيع أن ألومه على ثورته |
| Bunun için onu suçlamıyorum ama bunun bize olan etkisini anladığını gördüm. | Open Subtitles | ,أنا لا ألومه على ذلك و أظن أنه قد فهم |
| Birincisi, kocamla kavga ettim, bebeği sakinleştiremediği için onu suçladım, sonra yüksek sesle müzik dinledikleri için komşularımı şikayet ettim. | Open Subtitles | , أولاً , أتشاجر مع زوجي كما تعلمين , ألومه , على عدم تهدئة الطفل ثم أتصرف بحقارة حيال موسيقى الجيران الصاخبة |
| Bunu denemek istemediği için onu suçlayamam. | Open Subtitles | لا ألومه على عدم تجربة هذا. |
| Bunun için onu suçlayamam. | Open Subtitles | لا يمكننى أن ألومه على هذا. |
| Bence o gerçekten adamı yakalamaya çalışıyordu... üzerinde böyle bir baskı olunca da kaçmak istedi... bunun için onu suçlayamam. | Open Subtitles | اعتقد أنها فعلا كانت تحاول ان تتطيح به، وما كل هذا الضغط على (بوب) أراد الخروج. وكما تعلم لا أستطيع أن ألومه على ذلك. |
| Furya'yı söz konusu ettiği için onu suçlayamam. | Open Subtitles | لا ألومه على معرفة مكان (فيوريا). |
| Bundan kaçtığı için onu suçlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا ألومه على رغبته بالتهرّب. |
| Olanlar için onu suçlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا ألومه على ما فعل |
| Bunca zaman onu suçladım ama bunda benim de suçum var. | Open Subtitles | طوال هذا الوقت كنت ألومه على ذلك لكنها غلطتي أيضاً |
| Tüm hayatım boyunca herşey için onu suçladım. | Open Subtitles | قضيتُ حيـاتي كلها، ألومه على كل شيء. |