Bu konuyu herkesin önünde açmak istemedim ama şimdi curcunayla karşılaşmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | لم أرد أن أفصح بالأمر أمام الجميع لكن الآن دورك لإخباري بما حدث |
Hayır, herkesin önünde şimdi konuşalım! Benim saklayacak bir şeyim yok, senin? | Open Subtitles | لا, دعينا نتكلم الآن أمام الجميع فليس لدي شيء لأخفيه, ألديك أنت؟ |
herkesin önünde havalı havalı yürütme konusunda rahat değilim açıkçası. | Open Subtitles | لست متأكد باني مرتاح لأمر القفز مع الكلب أمام الجميع |
Yanına gidiyor, omzuna dokunuyor ve herifin gözünü çıkarıyor herkesin önünde hem de. | Open Subtitles | إنها دخلت مباشرةً إلى هناك، وطعنته في الكتف، ورمق عينه هناك أمام الجميع. |
Burada, Opera da, Herkesin gözü önünde.. Herkes herşeyi biliyor. | Open Subtitles | هنا، في المسرح، أمام الجميع إنهم سيتناقلون الخبر |
Ve haberiniz olsun, ikinizden biri bana herkesin içinde "babaanne" demeye kalkarsa, silahıma davranırım. | Open Subtitles | واذا دعوتماني بالجدة أمام الجميع سأستخدم مسدسي |
9. sınıfta sana sevgililer günü kartı vermiştim ve onu herkesin önünde yırtmıştın. | Open Subtitles | لقد أعطيتك بطاقة خاصة بعيد الحب في السنة التاسعة لقد مزقتها أمام الجميع |
On beş dakika önce Binbaşı Warren, herkesin önünde General Smithers'ı vurdu. | Open Subtitles | منذ خمسين دقيقة الرائد وارن أطلق النار على الجنرال سميذرز أمام الجميع |
herkesin önünde yaptığım acınası konuşmadan sonra gelen acıma oyunu istiyordum. | Open Subtitles | بالتأكيد ، أردت التصويت بالشفقة بعد خطبة مثيرة للشفقة أمام الجميع |
Ertesi gün de herkesin önünde ona zorla sümüklerini yedirmiştin. | Open Subtitles | أنت جعلتها تأكل ما خرج من أنفها أمام الجميع |
Bunu, kilisede ayağa kalkıp herkesin önünde söylemeliyim. | Open Subtitles | يجِب أن أقِفّ فى الكنيسة وأقولها بصوتٍ عالٍ أمام الجميع. |
Banyoya koştum. Neredeyse herkesin önünde kaybediyordum. | Open Subtitles | لقد ركضت إلى الحمام تقريباً خسرته أمام الجميع |
Yani, herkesin önünde bunu sormak istemem. | Open Subtitles | أعني، 'السبب أنني لا أريد أن أسأل أمام الجميع |
" Buzdan karlar orospusu" . herkesin önünde. | Open Subtitles | لقد قال لي بأنني الكلبة الثلجية المتجمدة أمام الجميع |
herkesin önünde aptal durumuna düşürdün beni! | Open Subtitles | إيميت لاتفعل تجعلينني أضحوكة أمام الجميع |
Kimliğini herkesin önünde elinde dolaştırırken görmüştüm. | Open Subtitles | سأشعر بالحرج من إلغاء بطاقة إئتماني أمام الجميع |
Bu gece burada herkesin önünde bir tek şey söylemek istiyorum... ne zaman palavrayı kesip işten çıkarıldığını millete söyleyeceksin? | Open Subtitles | وأود أن أقول أمام الجميع هنا هذه الليلة متى ستتوقف عن التهريج وتخبر الجميع بأنه تم الاستغناء عنك |
İşte herkesin önünde ona çok iyi davranıyorlardı. | Open Subtitles | كما ترى، كانوا يعاملونه جيداً في العمل، أمام الجميع |
herkesin önünde gururlu ve cesur görünmeye. | Open Subtitles | أنه يجب أن أكون فخوراً و شجاعاً أمام الجميع |
Yani ayakkabılarımı çıkarmamı istediler ve az daha eğilmeye çalışırken Herkesin gözü önünde bayılacaktım. | Open Subtitles | المغزى أنهم أجبروني على خلع حذائي وشارفتُ على الإغماء أمام الجميع حينما حاولتُ الإنحناء |
Pekâlâ, neden bana bu şarkıyı herkesin içinde söyleyemiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لم تقومي بغناء هذه الأغنية لي أمام الجميع ؟ |
Bütün bu insanların önünde yemin ediyorum ki, o katilleri bulacağım, ve onları öldüreceğim. | Open Subtitles | أعدك أمام الجميع بأني سأجد المجرمين وأقتلهم جميعاً |
Egonu tatmin etmekten bıktım, herkese karşı seni korumaktan bıktım! | Open Subtitles | لقد سئمت من تدليكي لأنانيتك، لقد سئمت دفاعي عنك أمام الجميع. |
Ve takacakları yüzükle herkesin huzurunda, karı-koca ilan edilecekler. | Open Subtitles | وبالخاتمالذيسيلبساه... سيصبحان أمام الجميع زوجاً وزوجة |