"أمام الناس" - ترجمة من عربي إلى تركي

• insanların önünde
• herkesin önünde
• toplum içinde
• İnsan içinde
• halkın önünde
• İnsanların önüne
• insanların içinde
• halka
• halk içinde
• ortalık yerde
• insanlar önünde

Biraz daha dikkatli ol, Neilson. Başka insanların önünde eleştiri yapıyorsun.
يكون حذر أكثر بعض الشيء، نيلسون نقدك أمام الناس الآخرين.

İnsanların önünde konuşamam. Sizin önünüzde konuşmak bile zor.
لا يمكننى التحدث أمام الناس حتى التحدث اليك صعب بما يكفى

Diğer insanların önünde kendini aptal gibi hissetmek
ذلك عندما تَبْدو غبيَ أمام الناس الآخرينِ

Tamamen çıldırmış olmalı. herkesin önünde.
إنه بالتأكيد مجنون تماماً . ليرتكب هذا الفعل أمام الناس

İnan bana bir kadın beni toplum içinde sadece bir kez küçük düşürebilir.
صدقيني، إن ذلتني امرأة أمام الناس هكذا فستكون أول و آخر مرة

Ben bir aktörüm, o yüzden insanların önünde panik olmam.
أنا فاعل، ولذا فإنني لن الحصول العصبي أمام الناس.

Hücreye işemek zorunda kaldım, hem de insanların önünde.
و كان عليّ أن أقضي حاجتي في الزنزانة أمام الناس ومن حينها أصبت برهبة المسرح

Eğer insanların önünde o şey, bir daha olursa, hoşlanmadığım bir şeyi aklıma getirmem gerektiğini söyledi.
لقد قال أنه عندما يحدث هذا الشيء أمام الناس عليّ أن أفكر بشيء أنا لا أحبّه

Eğer insanların önünde dans edebilirseniz, geriye kalan her şey kolaylaşır.
أن كنتم تستطيعون الرقص والغناء أمام الناس كل أمر أخر سيكون سهلاً

Onunla dans edebilir ve diğer insanların önünde elini tutabilirsin.
يمكنكَ الرقص معها وأن تمسك يدها أمام الناس جميعا

Bu, gerçekten yapmamı istediğin bir şey mi yoksa insanların önünde blöf mü yapıyorsun?
أهذا شيء تودّ منّي فعلاً القايم به أم أنك تقوم بتوضيح نقطة معينة أمام الناس ؟

Sana insanların önünde söyleyemeyeceklerini öğretmem gerekecek.
علي أن أعلمك ما تقول وما لا تقوله أمام الناس

İnsanların önünde damardan almanız gerektiğinde kullandığınız şey bu yani.
إذن هذا ما تستخدمونه عندما تضطرون إلى حقن أنفسكم أمام الناس

Nihayet bizi tanıyan ve seven insanların önünde çalacağız.
حتى أخيراً نغني أمام الناس الذين في الحقيقة يعرفوننا ويحبوننا أتعرفين؟

Bakın, babam herkesin önünde size o topuklu ayakkabıları verdiği için üzgünüm.
اسمع .. أنا اسف بشان ابي والموقف الحرج الذي فعله معك أمام الناس

Az önce yaptığımız şeyi toplum içinde yapmak bir çok eyalette yasadışı.
و ليس أمام الناس حسناً، إن فعل مافعلناه للتو أمام الناس أمر غير قانوني في معظم الولايات

Yıllardır bunu yapmadım. İnsan içinde değil, en azından.
. لم أبكِ هكذا منذ سنوات ليس أمام الناس ، على أي حال

Bana halkın önünde destek verecektin.
فمن المفترض أنه عليك أن تدعمينى أمام الناس

İnsanların önüne çıkıp, bir şeyler yapmayı sevmiyorum.
فأنا لاأحب بأن أقف أمام الناس وأؤدي أداءاً

Eğer torununu dışarıda ve insanların içinde bu isimle çağırırsa Ladin'in cihad anlayışını destekleyen birisi olarak görüneceğinden endişe duyuyordu.
أحس بالقلق أنه إذا دعاها بهذا الاسم خصوصاً خارج المنزل، في الخارج أمام الناس سيبدو كأنه يؤيد فكرة بن لادن عن الجهاد

O zamanlar bu planlanmış bir olay değildi. O halka seslenecek biri değil.
في ذلك الوقت, لم يكن مخططاً له إنه لا يحبذ التحدث أمام الناس

Onlar suçlu; fakat halk içinde görünenlerden değiller; bu yüzden Kira onları yargılayamayacak.
إنهما مجرمان، لكن ليس من النوع الذي يظهر أمام الناس.

Cevabının ortalık yerde kanamam mı olacağını görmek için.
لأرى إن كانت إجابتك لا يمكنني النزيف أمام الناس

Bakalım insanlar önünde sihirli performans tişörtü olmadan tüm o insanların önünde nasıl bir performans sergileyecek.
لنرى كيف سيكون أداؤه أمام كلّ أولئك الحشود دون سحر قميصه أمام الناس