Führer'in ölümsüz şehirdeki ilk günü dev bir kalabalığın önünde sona eriyor. | Open Subtitles | أول يوم لزيارة الفوهرر انتهى أمام حشد هائل |
Efsanevi şarkıcı ve söz yazarı dün gece İsveç'teki Kungstrardgarden Park'ta büyük bir kalabalığın önünde konser verirken şiddetli bir kalp krizi geçirdi. | Open Subtitles | المغني والشاعر الأسطوري الذي عانى على ما يبدو من نوبة قلبية قاتلة بينما كان يؤدّي ليلة أمس أمام حشد |
Sitapur'daki kalabalığın önünde onun kişisel hayatından bahsetmek de Abhimanyu'nun yararına olmayacak gibi. | Open Subtitles | ويتحدث عن حياته الشخصية أمام حشد من الناس في Sitapur .. أيضا .. لا يبدو أن تكون في صالح أبهيمانيو. |
Gerçek bir kalabalığın önüne asla çıkamayacağımı tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | أعتقد أنني لن أشجع أمام حشد حقيقي بالرغم من كل شيء |
Güzellik yarışmasında, tamamen yabancılarla dolu bir kalabalığın önüne çıkıp şarkı söyleyen Joey. | Open Subtitles | الفتاة التي يمكن أن تحصل على ما يصل في أمام حشد من غرباء... ... والغناء في مسابقة ملكة الجمال. |
Ve haftasonu, gerçek bir kalabalık önünde olacağız. | Open Subtitles | و في نهاية الأسبوع , نقوم بالتشجيع أمام حشد حقيقي |
Rezil olurken kalabalık önünde olmanın neye faydası var? | Open Subtitles | ما الفائدة من التشجيع أمام حشد إذا كنا سنكون سيئين ؟ |
100 kişilik bir kalabalığın önünde kavga ediyordum. | Open Subtitles | أقاتل أمام حشد مكون من مئة |
"Büyük bir kalabalığın önünde şarkı söyle." | Open Subtitles | ?"? غني اغنية أمام حشد كبير " |
Daha önce bu kadar kalabalığın önüne tek başıma çıkmamıştım. | Open Subtitles | لم أغني من قبل أمام حشد .. |
Daha önce bu kadar kalabalık önünde şarkı söylemedim. | Open Subtitles | أنا لم أغني من قبل أمام حشد كهذا |
Brick kalabalık önünde hiç oynamamıştı ve bunu yapmakta başarısızdı. | Open Subtitles | اتضح أن (بريك) لم يلعب أمام حشد من قبل وكان بارعا في الارتباك أمام الناس |