Bana ilk kez merhamet gösterdiğinde gerçek gözlerinin önünde duruyordu. | Open Subtitles | كانت الحقيقة أمام عينيكِ من اللحظة التي أشفقتِ فيها عليّ |
Senin için kafanı kuma sokup gözlerinin önünde... olan şey aslında olmuyormuş gibi yapmak kolay. | Open Subtitles | من الأسهل عليكِ دفن رأسك في الرمال، وتتظاهرين بأن ما يجري أمام عينيكِ لا يحدث بالفعل. |
Hatta tam gözlerinin önünde boğazımı kesmiş olsa bile. | Open Subtitles | لا تذهبي معه حتّى لو شقّ رقبتي أمام عينيكِ |
gözlerinin önünde ölçü alıyorum. | Open Subtitles | أترين؟ أنني أخذ القياسات أمام عينيكِ الآن. |
gözlerinin önünde adamı ölüdresiye dövdü. | Open Subtitles | ضرب رجلاً حتى الموت أمام عينيكِ |
Bunun ölümsüzlüğü gözlerinin önünde. | Open Subtitles | الخلود أمام عينيكِ |
~ tam gözlerinin önünde. ~ | Open Subtitles | واضح أمام عينيكِ |