CEO'nun sana iyilik borcu olması kötü bir şey değildir. | Open Subtitles | إنه ليس أمراً سيئاً أن يكون المدير العام مديناً لك. |
Uyandırmak bazen çok da kötü bir şey olmuyor, değil mi? | Open Subtitles | ليس أمراً سيئاً أن تستيقظ عليها أحياناً, أليس كذلِك؟ |
- Niye bana bir telefon etmedin? Sana kötü bir şey mi oldu diye merak içinde burada yatıyorum. | Open Subtitles | لماذا لم تتصل بالهاتف، انا هنا أظن ان أمراً سيئاً قد حدث لك |
Bana yapışıp kaldığına göre gerçekten çok kötü birşey yapmış olmalıyım. | Open Subtitles | لا بدّ أنني فعلت أمراً سيئاً للغاية لأعلق معك |
Belki de diğerlerinden farkı ortadan kalkar. O kadar da kötü olmayacak. | Open Subtitles | ربما سيساعده التراجع، لن يكون أمراً سيئاً |
Çünkü eminim derinlerde bir yerde bunun sonunda kötü bir şeyin geldiğini biliyorsun. | Open Subtitles | لأنني واثقة تماماً أنه بأعماقكِ أنتَ تعلم بأنّ أمراً سيئاً قادم في الطريق |
Bazı durumların kötüleşeceğini nasıl hep önceden bilebiliyorsun? | Open Subtitles | كيف تعرف دائماً، عندما يوشك أمراً سيئاً أن يحدث؟ |
Bir hayali arkadaşı ise Ve, bu mutlaka kötü bir şey mi? | Open Subtitles | و إذا كان صديق خيالي ، فهل من الضروري أن يكون أمراً سيئاً ؟ |
Ahlaki ve hukuki sorunlar biryana dürüstlük kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | بغضّ النظر عن المشاكل الأخلاقيّة والقانونيّة، فلا يمكن أن يكون الوضوح أمراً سيئاً. |
Durum böyle olunca, bu o kadar da kötü bir şey değil. | Open Subtitles | حسناً، في هذه الحالة، ذلك ليس أمراً سيئاً جداً |
Ses tonundan bunu kötü bir şey olduğunu düşündüğünü anlıyorum. | Open Subtitles | أشعر في نبرةِ صوتكَ أنّك تظنّه أمراً سيئاً |
Çok kötü bir şey yaparım diye korkuyorum bazen. | Open Subtitles | بعض الأحيان أفكِّرُ بأنّني قد أفعل أمراً سيئاً جداً |
Ya ortada kötü bir şey dönüyor olsaydı, korkunç bir şey tek bir kişinin durdurmasının mümkün olmadığını bilseydin? | Open Subtitles | ماذا إن كان هناك أمراً سيئاً يحدث، وعلمتي أنّه لا يسع رجلاً واحداً أن يتصدّى له، |
kötü bir şey olmalı, gerçekten kötü bir şey, yoksa görmem. | Open Subtitles | يجب أن يكون أمراً سيئاً شيء سيء جداً , أو أنا لن أراك |
Taktiksel bir teslimiyet her zaman kötü bir şey değildir. | Open Subtitles | الإستسلام التكتيكي ليس أمراً سيئاً على الدّوام |
Seni şu anda öpmek istiyor olmam kötü bir şey mi? Burada mı? | Open Subtitles | هل سيكون أمراً سيئاً لو قمت بتقبيلكِ الآن ؟ |
Bana başıma kötü bir şey geleceğini söylemişti, sonrasında kızım kayboldu. | Open Subtitles | قال بأن أمراً سيئاً سيحدث إليّ، والآن إبنتي إختفت. |
Beni dinle, silahlardan korkmak kötü birşey değildir. | Open Subtitles | واستمع إليّ إنه ليس أمراً سيئاً ان تخشى الأسلحة |
Beni ekibimizin başına kötü bir şeyin geleceği hakkında uyarmıştı. | Open Subtitles | حذّرني أنّ أمراً سيئاً سيقع لمجموعتنا لذا... |
Bazı durumların kötüleşeceğini nasıl hep önceden bilebiliyorsun? | Open Subtitles | كيف تعرف دائماً، عندما يوشك أمراً سيئاً أن يحدث؟ |
Yemek yememek kötüydü, ama sigara içmemek, bir suçtu! | Open Subtitles | عدم الأكل كان أمراً سيئاً, لكن عدم التدخين كان جريمة |
Hiçbir şeye. Aslında bacağını incitmen pek kötü olmadı. | Open Subtitles | لاشيء، ربما جرحك هذا لم يكن أمراً سيئاً |
Demek istediğim herkes dışarı çıkar ve aptalca bir şeyler alabilir. Bu kötü değil. | Open Subtitles | أعني, كل شخصٍ قد خرج واشترى شيئاً سخيفاً, هذا ليس أمراً سيئاً جداً. |
Belki geri dönmek ona iyi gelebilir[br]Belkide o kadar kötü değildir. | Open Subtitles | ربما سيساعده التراجع، لن يكون أمراً سيئاً |