Seks gerçekten önemli bir şey ve hazır olmadığını hissediyorsan beklemelisin bence. | Open Subtitles | الجنس أمر جلل بالفعل، وإن كنتِ تشعرين بأنّكِ غير مستعدّة حينئذٍ يجدر بكِ أن تنتظري |
Pek önemli bir şey değil ama şu an yöneticisini dev bir hesapla yere indirmiş kişinin yüzüne bakıyorsun. | Open Subtitles | ليس أمر جلل, لكنك تنظرين إلى وجه الرجل الذي سيطر على مراقبه وحصل على تقرير ضخم |
- Evet, Delilah analiz dünyasında çok önemli biridir Tim. "Pin Drop" operasyonundan beri. | Open Subtitles | حقا؟ أجل.ديلايلا أمر جلل فى عالم المحللين .تيم منذ عمليه اسقاط الدبوس |
Bu akşam sezonun şenlik ateşinin yakılacağını biliyorum. Bu sizin için çok önemli çocuklar. | Open Subtitles | أعلم أنّ حفل النيران المُقام بمناسبة بدء الموسم هو أمر جلل بالنسبة إليكم يا رفاق. |
Bu büyük bir şey, ne zaman bana söyleyecektin? | Open Subtitles | هذا أمر جلل ، هل كنت ستخبرني حتى ؟ |
Burada bir şey var büyük bir şey, bağlantılı bir şey. | Open Subtitles | لا أعلم، هناك خطب ما أمر جلل شيء متصل |
Senin senatoyu yöneteceğin dönemde, esrar içmek öyle Büyük bir olay olmayacak. | Open Subtitles | في الوقت المناسب، ستترشحي لمجلس الشيوخ تدخين المخدر، لن يكون أمر جلل. |
- Sana büyük bir mesele haline getirmek istemediğimi söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتك أني لا أريد أجعله أمرا جللا. إنّه أمر جلل. |
ama gerçekten, gerekli değildi. Çocuk sahibi olamayacağım ne olmuş. ne büyük olay. | Open Subtitles | "ولكنه لم يكن أمر ضروري حقًا، إذن لا يمكنني أن أحظ بأبناء، ياله من أمر جلل!" |
Ted, çok önemli bir şey oldu ve sen tanıdığım en duyarlı insansın. | Open Subtitles | (تيد) للتو حدث أمر جلل وأنت الشخص الأكثر منطقية أعرفه |
Ethan'nın haftaya fotoğraf sergisi var ve oldukça da önemli bir şey. | Open Subtitles | معرض (إيثن) للصور نهاية الأسبوع المقبل ، و إنه أمر جلل |
Çok önemli bir şey değil. | Open Subtitles | إنه حقاً ليس أمر جلل |
önemli bir şey değil. | Open Subtitles | إنه ليس أمر جلل |
Bu önemli bir şey mi değil mi? | Open Subtitles | أهذا أمر جلل أو لا ؟ |
Bunun çok önemli olduğunun farkındayım ama tekne randevum için giyecek bir şeyler bulmalıyım. | Open Subtitles | أعرف أن هذا أمر جلل لكن عليّ أن أختار شيء لائق لأرتديه في موعد القارب |
alışveriş kızlar için çok önemli. | Open Subtitles | اسمع، التسوّق أمر جلل بالنسبة للفتيات |
Reşit olmayan birine tecavüz etmek burada çok önemli bir suçtur. | Open Subtitles | الإغتصاب أمر جلل هنا في الولاية الذهبية |
Bu çok büyük bir şey, ahbap. | Open Subtitles | هذا أمر جلل يا رجل. |
Bu oldukça büyük bir şey. | Open Subtitles | إنّه أمر جلل بالأحرى. أجل. |
Çok küçük, hiçte büyük bir şey değil. | Open Subtitles | -أنه ليس أمر جلل بتاتاً، صغير جداً. |
Bu Büyük bir olay. Karakola geri dönün. Ben şehir dışındayım. | Open Subtitles | كلا ، كلا ، لديّ أمر جلل سأعود إلى المخفر و أراقب المدينة سأعاود الإتصال بك |
Olumsuz. Olumsuz. Bu Büyük bir olay. | Open Subtitles | كلا ، كلا ، لديّ أمر جلل سأعود إلى المخفر و أراقب المدينة سأعاود الإتصال بك |
- Sana büyük bir mesele haline getirmek istemediğimi söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتك أني لا أريد أجعله أمرا جللا. إنّه أمر جلل. |
- Aman ne büyük olay. | Open Subtitles | أمر جلل - لا، لا، لا، لا - |