Maria yemek konusunda oldukça mızmız, ama anoreksi farklı bir şey. | Open Subtitles | ماريا يصعب ارضاؤها فيما يتعلق بالطعام و فقدان الشهية أمر مختلف تماما |
Ama uçurmak farklı bir şey efendim bu eski bir araç uzayda yapıldı | Open Subtitles | ،تشغيله، بلى التحليق يا سيّدي، إنه أمر مختلف هذه المركبات القديمة بنيت في الفضاء |
Aynı şey değil, sadece on beş yaşında bir çocuk. | Open Subtitles | هذا أمر مختلف كانت مجرد فتاة في الـ15 من عمرها |
Onun için burada, farklı birşey deneyeceğiz. | Open Subtitles | ،لذا هنا بالأكاديمية نحاول تجريب أمر مختلف |
Şu anda Pekin'de bisiklete binmek tamamen farklı bir durum. | TED | التّنقّل بدرّاجة الآن في بكين أمر مختلف تماما. |
Tabii ki, her şey planlandığı gibi gitmedi fakat Bu farklı bir olay. | TED | وبالطبع، فليست كل الأمور تسير وفق المخطط، لكن هذا أمر مختلف. |
Ama bu kez durum farklı. | Open Subtitles | داني , هذا أمر مختلف ايفيلين فقدت الرجل الذي أحبته أول مرة |
O farklıydı. Ortakyaşam bilinçli olarak bir karar vermişti. | Open Subtitles | هذا أمر مختلف فالسيمبيوت قام باختيار واع |
Tamam, güzel, evet ama onları yüreklendirmekle cesaretlerini kırmak farklı şeyler. | Open Subtitles | حسناً أجل و لكن تشجيعهم أمر مختلف عن عدم تشجيعهم |
Herkes ölebilir. Bu farklı. Bunun farklı olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | هذا أمر مختلف كما أقول لكِ فإن هذا أمر مختلف |
Pekâlâ, hiç hoş değil. Ayrıca bu tamamen farklı bir şey. | Open Subtitles | حسناً، هذا ليس لطيفاً، وهذا أمر مختلف تماماً. |
İlk önce bende öyle düşünmüştüm ama değil. Bu farklı bir şey. | Open Subtitles | هذا ما اعتقدته أولاً، لكن لا هذا أمر مختلف |
Belki bu gece farklı bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | أعتقد ربما نستطيع فعل أمر مختلف هذه الليلة |
Eve göz kulak olmak evde kalmakla Aynı şey değil! | Open Subtitles | الإعتناء بالمنزل .. أمر مختلف عن الجلوس فيه |
Mösyö Verdurin'i kastediyorsan, bunun Aynı şey olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | (إذا كنت تقصدين السيد (فيردورين فأنت تعرفين أن هذا أمر مختلف |
Aşk güçlü birşeydir. farklı birşey. | Open Subtitles | الحب شيئ قوى ، إنه أمر مختلف |
...ama kareografi tamamen farklı birşey. | Open Subtitles | و لكن تصميم العرض ... أمر مختلف تماماً. |
O çok farklı bir durum. Küçüklüğünde babası yoktu. - Bizim çocuklarımızın babası sensin. | Open Subtitles | هذا أمر مختلف لم يكن لديها والد أثناء ترعرعها |
Bu iki nedenden dolayı tamamen farklı bir durum. | Open Subtitles | هذا أمر مختلف تماماً لسببين. |
-Ama Bu farklı. Amerikan ordusuna düşmanlar, Almanlara değil. | Open Subtitles | هذا أمر مختلف , هؤلاء الرجال يعتقدون أن جيش الولايات المتحدة هو عدوهم |