Ama kız arkadaşımın arkadaşlarım hakkında ne düşündüğü çok önemli. | Open Subtitles | ولكن بالتأكيد هو أمر مهم ما تعتقده عشيقتي حيال أصدقائي.. |
Bugün, kadınlar için, büyükannemin dönemine kıyasla, politikadaki, kanunlardaki değişiklikler sağolsun, çok daha fazla imkanlar var ve bunların hepsi çok önemli. | TED | اليوم، هناك العديد من الفرص المتاحة للنساء مقارنة بوقت جدتي بفضل التغيير في السياسات والقوانين، وهذا أمر مهم للغاية. |
Özellikle çocuğun ilk yıllarında, ailelerin ne yaptığı çok ama çok önemli görünüyor. | TED | يبدو أن الوالدين وما يفعلونه هو أمر مهم حقاً، خصوصاً في السنوات الأولى من عمر الطفل. |
Neden duyduğumuz düşündüğümüzde, bu oldukça önemli bir şey olduğu halde genelde bir alarm veya sireni duyabilme yetisini düşünmeyiz. | TED | عندما نفكر لماذا نسمع, نحن لا نفكر كثيرا بالقدرة على سماع صفارة إنذار أو جرس, على الرغم من هذا أمر مهم للغاية. |
Buraya gelmek için banyomu terk ettim. Bu büyük bir olay. | Open Subtitles | تركتُ حمّامي لكي آتي إلى هنا و ذلك أمر مهم. |
Bu soruları soruyorum. Etiopya'dan bahsederken bu çok önemli. | TED | هذه الأسئلة التي أطرحها. ونحن نتحدث عن اثيوبيا، وهو أمر مهم. |
Muhtemelen onlar hakkında bilmeniz gereken çok önemli bir şey var ve dikkatiniz dağılıyor çünkü her şeyi cinsiyete göre yapıyorsunuz. | TED | ربما يوجد أمر مهم جداً عليك معرفته عنه، وأنت تفقده بتركيزك الدائم على جنسه. |
Bu gerçekten çok önemli çünkü bu tek başına hiçbir Vikipedi sayfasında yer almayan bir kavramadır. | TED | لذلك هذا أمر مهم حقا لأن هذه نظرة ثاقبة لم تكن موجودة في أي صفحة من صفحات ويكيبيديا. |
- Bence çok önemli çünkü seninle beraber olamadım. | Open Subtitles | حسناً , انه أمر مهم بالنسبة لي لأنني لم أخرج معك كثيراً |
Evet deyip geçiştirme Lois! Bu çok önemli. | Open Subtitles | لا تحدثيني بهذا البرود يا لويس إنه أمر مهم |
Hayır, bu çok önemli. Ne zaman yiyeceğiz karar vermedik henüz. | Open Subtitles | لا انه أمر مهم جدا إننا لا نستطيع أن نقرر متى يكون لدينا |
Sizin hakkınızda o kadar çok bilgi var ki ve o kadar önemli bir şey ki insanların bu kadar zor sorular sorması mantıklı hale geliyor. | TED | وهناك الكثير من المعلومات عنك، وهذا أمر مهم جدا، وهذا يجعل الأسئلة الصعبة التي يطرحها الناس تبدو منطقية. |
Yusufçuklarla ilgili bilmeniz gereken bir şey, önemli bir şey, yumurtalarını tatlı sulara bıraktıklarıdır. | TED | وما يجب أن تعلمونه عن اليعسوب، أمر مهم جداً، هو أنها تضع بيضها في المياه العذبة. |
Bu maskotluğunu yaptığım grup için büyük bir olay. | Open Subtitles | إنه أمر مهم للتميمة. أن تتم دعوتها إلى رحلة الفرقة. |
Soğuk havaya dayanmak takımın başarısında çok önemlidir. | Open Subtitles | تحمل الطقس البارد أمر مهم لبناء فريق تزلج جيد |
Bir aile olacaksınız, ki bu da büyük bir şey, söylemekten her ne kadar nefret etsem de | Open Subtitles | ستصبحان عائلة و هذا أمر مهم للغاية على رغم صعوبة هذا علي لأن أقوله |
Gelip seninle konuşmamı istedi. önemli bir konu. | Open Subtitles | لقد طلبت منِّي أن آتي لأتحدث إليكِ إنه أمر مهم |
İhtiyacı olanlarla ilgilenmek mühim bir şey. | Open Subtitles | حسنا.. الإهتمام بالأشخاص الذين هم في أمس الحاجة أمر مهم |
Böyle şeylerde iyi değilimdir ama Bu önemli ve biraz tuhaf. | Open Subtitles | لست جيداً بهذه الاشياء و لكنه أمر مهم و غريب قليلاً |
Okula. Çözmem gereken ciddi bir mesele var. | Open Subtitles | أن أعود للمدرسة , ثمة أمر مهم على أن أهتم به |
Bu çok büyük mesele. Çok hayati bir durum. | Open Subtitles | أعني هذا حقاً أمر مهم هذا قد يغنيك مدى الحياة |
Önemli bir şeyin ortasındayım. | Open Subtitles | أنا في منتصف أمر مهم |
Benim için çok önemliydi hemde çok, buna eminim. | Open Subtitles | إنه أمر مهم. مهم بالنسبة لي بكل تأكيد |
Ama ebeveyn bunu fark etmedi. Aile içi açık iletişimin ne denli önemli olduğunu söyleyen danışman ve ebeveynin aklından geçen kesinlikle bu değildi. | TED | لكن والديه لم يلاحظا. وهو لم يكن ما اعتقداه، ولا اعتقده المستشار الطبي عندما قالا بأنه أمر مهم أن يكونوا في عائلة متفاهمة ومتناقشة. |
- Ama gerçekten önemli ve şu an ona odaklanmalıyım. | Open Subtitles | لكنه أمر مهم حقاً ويجب أنا أقوم بالتركيز فقط الأن |