Ve dünya ve Hindistan için önemli olan açık bir startejiniz olmalıdır. | TED | لذلك يجب أن تكون لديك إستراتيجية واضحة وهو أمر هام بالنسبة للهند و بالنسبة للعالم |
Bunu düşün, benim için önemli çünkü | Open Subtitles | هلاّ فكرت في الأمر ؟ إنه أمر هام بالنسبة لي |
Jack, bunun senin için önemli olduğunu biliyorum ama o sadece bir kuş. | Open Subtitles | أعرف أنّه أمر هام بالنسبة لك، لكنه مجرّد طير |
Bu davayı çözmenin hükümetiniz için önemli olduğunu söylemiştiniz. | Open Subtitles | قلت إن حل هذه القضية هو أمر هام بالنسبة لحكومتك. |
Onuncu gün-dönümü... onun için önemli bir şey. | Open Subtitles | بذكرى مرور عشرة أيام على علاقتهما إنّه أمر هام بالنسبة لها |
Çünkü onun için önemli. Ev Arkadaşlığı Anlaşması'nı imzaladığımızda anlaşma yaptık. | Open Subtitles | لأنه أمر هام بالنسبة له، وعندما وقعنا على الاتفاقية، اتفقنا على الشروط |
Hadi, onun için önemli. | Open Subtitles | هيّا ! إنه أمر هام بالنسبة لها |
Hadi, onun için önemli. | Open Subtitles | هيّا ! إنه أمر هام بالنسبة لها |
Benim için önemli ama. | Open Subtitles | إنها أمر هام بالنسبة لي. |
Araf'ı bulmak benim için önemli. | Open Subtitles | إيجاد (المطهر) هو أمر هام بالنسبة ليّ |