Senin için harika bir kız bulmak için ne kadar zaman harcadım. | Open Subtitles | أمضيت الكثير من الوقت لأعثر لك على الفتاة المثاليّة. |
Seni alaşağı etmek için yıllarımı harcadım ahbap. | Open Subtitles | أمضيت الكثير من السنين بمحاولة قتلك يا صديقي |
O adamla bu masada saatlerimi harcadım resmen bütün kısımları ondan sağdım. | Open Subtitles | لقد أمضيت الكثير من الساعات على المكتب مع هذا الرجل حرفيًا قمت بإستخراج كل فصل منه |
Nasıl buldun? Burada çok güzel günlerim oldu, hadi partiye başlayalım. | Open Subtitles | سبق أن أمضيت الكثير من الأيام الممتعة هنا، لذا لنبدأ بالاحتفال |
Son üç yıldır orada çok fazla zaman geçirdim. | TED | أمضيت الكثير من الوقت هناك في الثلاثة أعوام الماضية |
Hayatımın çoğunu onu kontrol etmeye harcadım. | Open Subtitles | لقد أمضيت الكثير من الوقت محاولًا السيطرة عليها |
Bu sonucu aldıktan sonra sorunu çözmek için çok zaman harcadım... ...ne çeşit kurallar--çok basit, sınırlı, koklamayla ilgili, kimyasal. Bir karıncanın kullanabildiği kurallar,hiçbir karınca genel durumu değerlendiremeyeceği için-- ...gördüğüm sonuç oluşacaktır. Bu önceden tahmin edilebilir dinamikler kimin ne görev yapacağı üzerinedir. | TED | من ذلك الحين بعد توصلي لتلك النتيجة، أمضيت الكثير من الوقت أحاول فهم ما هي تلك القرارت أو القوانين--ببساطة، المحلية، وربما شمية ، كيميائية. القوانين التي يجب على النملة إتباعها، حيث أن لا يمكن لأي نملة تقييم الوضع العالمي -- ومن شأن ذلك أن تكون النتيجة التي أرى. هذه الديناميات التي يمكن التنبؤ بها، من يفعل تلك المهمة. |
Hapiste gezi kitapları filan okumaya çok zamanım oldu. | Open Subtitles | لقد أمضيت الكثير من الوقت فى قرأءه كتب الرحلات والكثير من هذا الهراء فى السجن0 |
- Tatlım... - Ne? Son zamanlarda, orada çok fazla vakit geçiriyorsun. | Open Subtitles | عزيزيتي لقد أمضيت الكثير من الوقت هناك مؤخرا |
Hapishanedeki psikiyatristle çok vakit geçirdim sorunlarımı konuştum. | Open Subtitles | لقد أمضيت الكثير من الوقت مع الطبيب النفسي للسجن. لحلّ مشاكلي. |